Ankara ve Atina'da "sokaktaki adam" bir yana, yetkililer, diplomatlar dahi, Türk - Yunan ilişkilerindeki son "iniş - çıkış" karşısında şaşkın...
Daha geçen hafta, Yunanistan ortak tatbikat sırasında Türkiye ile çıkan bir anlaşmazlık yüzünden, NATO manevralarından çekilmişti. Yunan meclisi, daha önce imzalanan 9 işbirliği anlaşmasını dondurmuştu. Atina'da bazı resmi ağızların söyledikleri, son bir yılda oluşturulan yakınlaşma havasının bozulmakta olduğu şeklinde algılanmıştı.
Bu hafta, hava gene - bu kez iyiye doğru - değişti. Budapeşte'de gerçekleşen Cem - Papandreu görüşmesi, bir dizi güven artırıcı önlemler üzerinde mutabakatla sonuçlandı. İki bakan da, diyaloğun devamı gereği üzerinde birleşti. Yunan tarafı, askıya alınan anlaşmaların parlamentodan bir an önce geçirileceğini açıkladı.
Bu arada, geçen haftaki gergin hava içinde, "Yunanlılarla el sıkıştıktan sonra parmaklarımızı saymalıyız" diyen Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın dün Atina'ya başlayan "özel gezisi", düzenlenen üst düzey görüşmelerle adeta bir "resmi ziyaret"e dönüştü.
Birkaç gün içinde ilişkilerde görülen bu hava değişikliği, gerçekten şaşırtıcı...* * *
ASLINDA geçen hafta havayı bozanlar, Yunanlılardı. Bunu iç politika nedenlerine veya Atina'nın kendi lehine kazanç sağlama hesaplarına bağlayanlar var.
Bu hafta havayı düzeltenler de Yunanlılar. Anlaşılan Atina iyi giden ilişkilerde bir kriz yaratmanın hiçbir yararı olmayacağının farkında. Bu ayarın yapılmasında Papandreu'nun önemli katkısı var kuşkusuz.
Budapeşte'deki görüşmelerden sonra iki Dışişleri Bakanı'nın belirttiği gibi, artık Türk ve Yunan halkları arasında oluşan yakınlık, ilişkileri yönlendiren bir faktör oldu.
Arada sırada bazı anlaşmazlıklar çıksa dahi, Ankara ile Atina arasındaki diyalogdan ve yakınlaşma sürecinden vazgeçilemez.Bu önemli mesaj gösteriyor ki, iki millet arasında bir yıl içinde göz kamaştırıcı bir hızla gelişen "dostluk maya"sı iyice tutmuş.
İki halk arasında kurulan dostluk havası karşısında öteden beri sorulan soru şuydu: Bu hava, resmi düzeyde anlaşmazlıkların ortaya çıkması halinde ilişkilerin bozulmasını önleyebilecek mi? Yoksa bu yakınlık, en ufak bir kriz üzerine kaybolup gidecek mi?
Son birkaç gün içinde olup bitenler, dostluk havasının ilişkileri "krize dayanıklı" bir hale getirebileceğini gösteriyor.* * *
MESUT Yılmaz'ın bugün Atina'da yapması beklenen görüşmelerden, Yunan hükümetinin özellikle Türkiye - AB Katılım Ortaklığı Belgesi konusundaki tavrının ne olduğu daha iyi anlaşılacak.
Tüm beklentiler, Yunanistan'ın ciddi bir engel çıkarmayacağı, yani belgeye Kıbrıs sorunu ve Ege anlaşmazlıkları konusunda Yunan görüşünü empoze eden ifadeler sokmakta ısrar etmeyeceği yönündedir.
Böyle bir tavır, iki ülke arasındaki havayı - ve de mayayı - daha da sağlamlaştıracaktır...Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr