İslam ve demokrasi... Son zamanlarda Batıda çok konuşulan, üzerinde çok şey yazılan bir konu... Ama İslam dünyası her nedense bu konuyu ele almaya tereddüt ediyor. Geçen ay Tunusta yapılan Arap Birliği zirvesinde, demokratik reformlar konusu gündeme gelir gelmez anlaşmazlık çıktı ve toplantı daha başlamadan dağıldı...İstanbulda, geniş bir coğrafyayı temsilen gelen, bir kısmı yönetime, bir kısmı ise muhalefete veya sivil toplum kuruluşlarına mensup kişiler, bu konuları büyük bir rahatlıkla görüştüler ve bugün kuruluşu resmen ilan edilmesi beklenen "Demokrasi Platformu"nun temelini attılar...***ASLINDA bu fikir başta (ne garip ki bölgeden değil) "dışarıdan", ABDdeki Ulusal Demokrasi Enstitüsü (NDI)nden geldi ve BM Kalkınma Programı (UNDP)nın katkısı ile yaşama geçirildi. Toplantının gerçekleştirilmesinde Türk Demokrasi Vakfının da büyük rolü oldu.Ürdün Dışişleri Bakanı Marwan Muasherin belirttiği gibi, reformlar konusunda dışarıdan gelen "girişimlere" karşı koymak, doğrudan doğruya "reformlara "karşı koymaya dönüşmemelidir. Bakanın deyişi ile "Eğer biz buna hazır olmazsak, başkaları bunu yaptırmak isterler"...Açılış konuşmasını yapan Devlet Bakanı Cemil Çiçekin de bu doğrultuda doğru bir saptaması oldu: "Demokrasi konusunda dışarıdan gelen telkinler ne kadar doğru olursa olsun, kamuoyunda "acaba"larla (şüphelerle) karşılanır. Bunun doğrusu iç dinamikleri harekete geçirmektir. Bu da özellikle sivil topluma düşen bir görevdir".Fas Tarım Bakanı Mohand Laenserin belirttiği gibi, İslam ülkelerinde demokrasinin gerçekleşmesi "rejimin tutumuna bağlı. Eğer bu yönde siyasi bir irade varsa, demokratik şartlar oluşturulabilir". Bu bakımdan, İslamı demokrasiye bir engel olarak görmemek lazım. Bazı İslam ülkelerinde demokrasinin önüne set çeken, sadece otoriter rejimler, yani yöneticilerdir...Böyle yönetimler altındaki ülkelerde demokrasi nasıl kurulabilir? Kongreyi düzenleyenlerin ve buna katılanların görüşü, bunun sivil toplum kuruluşlarının gayreti ve kamuoyunun bilinçlenmesi ile mümkün olacağıdır. Bu uzun bir yol olabilir, ama başka alternatifi de yok...***KONGREDE İslam ile demokrasinin örtüştüğü ve İslam ile terörizm arasında bir ilinti bulunmadığı konusunda bir konsensüs ortaya çıktı.Totaliter düzeni sürdürmek isteyenler, dini bir "mazeret" olarak öne sürmeye çalıştığı gibi, teröristler de İslamı bir nevi "araç" olarak kullanıyorlar. Devlet Bakanı Cemil Çiçek terörizmin İslam dünyası için yarattığı sıkıntıyı belirtirken buna son vermek için "amasız, net bir tavrın alınması gerektiğini" vurguladı ve kongreden de bu doğrultuda bir kararın çıkması için çağrıda bulundu.Çiçek, Filistin ve Irak meselelerinin çözümlenmesinin de önemini vurguladı ki, buna başka konuşmacılar da değindi. Ancak Ürdün Dışişleri Bakanı Muasherin belirttiği gibi, bu sorunların çözümü ile reform politikaları aynı zamanda "çift yol" üzerinde ilerlemelidir... Diğer bir deyişle, reformlar başka koşullar bahane edilerek aksatılmamalıdır... skohen@milliyet.com.tr İSTANBUL gene önemli bir uluslararası konferansa ev sahipliği yapıyor. Dün başlayan iki günlük "İslam Ülkeleri Demokrasi Kongresi", Ürdünden Bosnaya, Bahreynden Senegale, Fastan Endonezyaya kadar Müslüman ağırlıklı ülkelerin politikacılarını, aydınlarını bir araya getirmiş bulunuyor.