Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sami KOHEN

BAKÜ - Ceyhan petrol boru hattı konusunda İstanbul'da yapılan beşli toplantıdan, Türkiye beklediği desteği gördü mü?
Bu inisiyatifi gerçekleştiren ve Kazak, Türkmen, Azeri ve Gürcü meslektaşlarına ev sahipliği yapan Dışişleri Bakanı İsmail Cem'e göre, evet, beklenen "ortak destek çıktı"...
Cem, iki günlük konferansı açarken yaptığı konuşmada, Hazar Denizi petrol ve doğal gaz kaynaklarını üretime açma ve bunları dünya piyasalarına taşıma yeteneğine sahip 5 bölge ülkesinin ilk kez bir araya gelmesinden beklenen sonucun, Bakü - Ceyhan hattı konusunda ortak irade ve kararlılık beyanı olduğunu söylemişti.
Gerek konferansta yapılan konuşmalar, gerekse dün yayınlanan ortak bildiri, Türkiye'nin önemsediği Bakü - Ceyhan projesine "belirli bir oranda" ortak destek sağlıyor.
Evet, dört bölgesel ülke, "ilke olarak" Bakü - Ceyhan hattını destekliyor. Ancak bunu, "seçeneklerden biri" olarak sayıyor. Ayrıca bunun gerçekleşmesinin de birçok şartların yerine gelmesine bağlı olduğunu düşünüyor.
Ortak bildiride de, bu destek muğlak sözcüklerle ifade edildi.
Bu konudaki beşinci paragraf şöyle diyor: "Bakanlar, uygulanması büyük önem taşıyan ve sonuçlanmak üzere bulunan Hazar - Akdeniz, Bakü - Ceyhan petrol boru hattı projesi fizibilite çalışması hakkında bilgi sahibi kılınmışlardır. Bakanlar, ülkelerin bu projeye olabilecek katkılarını belirlemek hususunda mutabık kalmışlardır".
* * *
BAKAN dün gazetecilere konferans sonucunu değerlendirirken, doğru bir tespit yaptı: "Her şey oldu bitti, başardık demememiz lazım... Bu projenin gerçekleşmesini belirleyecek başka pek çok faktör vardır. Biz istediğimiz kadar siyasi iradeyi ortaya koyalım, son tahlilde buna karar verecek olan şirketlerdir ve onların da kendilerine göre hesapları vardır"...
Türkiye, diğer dört ülkeyi bir araya getirmekle, dünyaya "bakın, biz Bakü - Ceyhan projesi üzerinde mutabakız, bunu istiyoruz ve birlikte bunu gerçekleştirmeye çalışacağız" mesajını vermek ve böyle bir "siyasi kararlılık" sergileyerek, diğer belirleyici faktörleri etkilemek istemiştir.
Türk yetkililer, girişimin amaca ulaştığını ve gereken mesajın dünyaya verildiğini düşünüyorlar. Ancak bazı şirketler ve Rusya başta olmak üzere ülkeler mesajı böyle algılamayabilirler. Konferansta yapılan konuşmalarla ortak bildirideki ifadeler, bu gruba dahil bazı ülkelerin, bu projeyi kendi öncelikleri arasında saymadıklarını ve kendi çıkarlarına daha uygun gördükleri başka alternatifleri ya da kendi kıstaslarına göre engel saydıkları şartları göz ardı etmek niyetinde olmadıklarını ortaya koydu.
Örneğin Kazakistan için öncelikler, Rusya ile Tengiz - Novorossisk hattı ve geçen yıl Çin ile varılan anlaşmadır. Kazakistan Dışişleri Bakanı konuşmasında Bakü - Ceyhan projesini "incelemeye" hazır olduğunu söylemekle beraber, bazı zorluklara da değinmekten geri kalmadı. Onun gibi, Türkmen Bakan da, bu tür projeler için öngörülen kıstasları anlatırken, teknik koşullar ve ekonomik olabilirlik gibi faktörleri saydı. Projeye kendi çıkarları açısından sıcak bakan Gürcistan Dışişleri Bakanı dahi, "bunun gerçekleşmesini maliyet belirleyecek" dedi. Azerbaycan bakan yardımcısı da, Bakü'nün desteğini vurgulamakla beraber, Cem'in önerdiği bir çalışma grubunun kurulması fikrine karşı çıktı.
* * *
BİR bakıma, böyle çeşitli görüşlerin ortaya çıkması doğal. Her ülke, 21'inci yüzyılda büyük zenginlik sağlayacağını umduğu petrol ve doğal gaz kaynakları ve taşımacılığı konusunda, kendi çıkarlarına uygun hesaplar yapıyor. Bazısı, stratejik, ekonomik, teknik zorlukları daha yakından hissediyor.
Rusya'ya olan bağımlılıktan Hazar Denizi'nin hukuki statüsüne, ekonomik olabilirlikten güvenliğe kadar, pek çok kıstas bu ülkelerin ve petrol şirketlerinin önemsediği faktörlerdir. Bütün bunlara bir de, uluslararası konjonktürü, enerji fiyatlarındaki dalgalanmaları, Ortadoğu, Kafkasya ve Orta Asya bölgelerindeki güç dengelerini de hesaba katmak gerek.
Bu durumda, Bakü - Ceyhan projesini "cepte keklik" saymak saflık olur.
Bir ara Ankara'da bu konuda büyük hayaller kuruluyordu. Şimdi beklentilerin daha gerçekçi ve makul ölçüler içinde tutulduğu görülüyor. İstanbul'daki toplantı da bu bakımdan yararlı olmuştur...


Yazara Email S.Kohen@milliyet.com.tr