Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sami Kohen

İSRAİL Dışişleri Bakanı David Levy'nin Türkiye ziyaretinin en önemli yanı, Başbakan Necmettin Erbakan ile görüşmesinin - eninde sonunda - gerçekleşmiş olmasıdır.
Bu görüşmenin yapılmış olması dahi, gerek Türkiye, gerekse İsrail açısından, önemli bir gelişme. Bir Türk diplomatının deyişi ile, "bu konuda öteden beri var olan bir tabu, böylece yıkılmış oldu"...
Buluşmanın medyaya açık ilk bölümü, bu tür temaslarda alışılagelen sıcak görüntülerden çok farklı bir manzara yansıttı. Karşılıklı el sıkma dahi olmadı. Erbakan, konuya direkt girerek, İsrail'in barış süreci, Kudüs ve işgal edilmiş topraklarla ilgili politikasını kesin ifadelerle eleştirdi, barışın kurulması için bu tavrın değişmesi gereğini vurguladı. Bu sert sözler karşısında Levy de tekrar söz alıp hükümetinin siyasetini savundu.
Ne var ki, basına kapalı bir saatlik toplantıda, başka bir hava esti. Görüş alışverişi daha samimi biçimde cereyan etti. Erbakan konuğuna ballı kuşburnu çayı ikram ederek, atmosferi ısıttı!.. Son söz olarak da, Türk - İsrail ilişkilerinin geliştirilmesinin gerekli olduğunu vurguladı. Levy'ye kapıya kadar eşlik ettiğinde elini "sıcak bir şekilde" sıktı...
* * *
BU olaydaki gariplik şu: Genelde, uluslararası temaslarda, eleştirel sözler "içerde" söylenir; "dışarda" da samimi pozlar verilir. Erbakan - Levy buluşmasında bunun tersi oldu: "Dışarda" sert laflar edildi, yüzler asıldı, eller bile sıkılmadı; "içerde" ise karşılıklı işbirliğinden "filozofik" (yani dinsel) konulara kadar çeşitli meseleler samimi bir atmosferde konuşuldu, görüşme de böylece dostça noktalandı...
Aslında, Erbakan'ın TV kameraları karşısında söyledikleri, Türk diplomasisinin (bu arada Dışişleri Bakanlığı'nın) zaman zaman yaptığı beyan ve uyarıların bir tekrarıdır. Bunun belki ters görünen yanı, Başbakan'ın konuğu ile daha buluşur buluşmaz (elini bile sıkmadan) eleştiri bombardımanına hemen başlamış olmasıdır.
Bunu da çok kimse, Hoca'nın kendi tabanına ve Arap kamuoyuna yönelik bir jest olarak görüyor...
Erbakan'ın bir hayli tereddütten sonra Levy ile görüşmeyi kabul etmesi ve böylece ilk kez bir İsrailli yetkili ile görüş alışverişinde bulunması, isabetli ve yararlı bir gelişmedir. Gerçi bu kendisinin ve partisinin geçmişteki söylem ve tavırları ile çelişiyor. Ama şimdi yapılan, doğrudur.
Hoca'nın Arap veya İslam dünyası adına İsrail nezdinde bazı girişimlerde bulunması ve bazı şeyler söylemesi için dahi, böyle bir diyaloğun var olması gerekir.
Bu bakımdan Levy ile görüşmesi Erbakan'a İslam aleminde de (aşırı uçlar dışında) daha çok etkinlik kazandıracaktır. Erbakan bunu, Ortadoğu'da barışın sağlanmasında daha aktif bir rol oynamak için de bir fırsat olarak değerlendirebilir...
* * *
LEVY'nin Türkiye gezisi, "Türk - İsrail diyaloğunun devamı"nın dışında, somut sonuçlar veren bir egzersiz oldu. Dün İstanbul'da onuruna verilen yemekte kendisinden duyduklarımızla, Türk yetkililerinden öğrendiklerimizi yan yana koyduğumuzda, elde edilen sonuçları şöyle özetleyebiliriz.
* SİYASAL alanda
iki taraf, giderek gelişen işbirliğinin yararı ve bunu sürdürmek gerektiği konusunda mutabık. İşbirliği alanlarından biri terörle mücadeledir. Bu yönde bilgi alışverişi dahil, temaslar sıklaştırılacaktır. İki ülke de özellikle Suriye ve İran konusunda aynı duyarlılığı ve kaygıları paylaşıyor. İki ülke uluslararası platformlarda da birbirilerine destek olacak. Örneğin İsrail Türkiye'ye AB adaylığı konusunda yardım edecek...
* EKONOMİK alanda
Serbest Ticaret Anlaşması'nın TBMM tarafından onaylanması ile, 500 milyon dolarlık ticaretin yakında bir milyar, 2000'li yıllarda 2 milyar dolara ulaşması bekleniyor. İki taraf bir Ekonomik Karma Komisyonu kurmaya karar verdi. Bu komisyon çeşitli ortak girişim projelerini inceleyecek. İsrail Türkiye'de yatırım yapacak, teknolojik yardım sağlayacak...
Bu sonuçlara göre Levy'nin ziyareti başarılı - ve Türkiye için de yararlı - oldu. Bu yeni dostluk ve işbirliği süreci Ortadoğu'daki olaylardan etkilenebilir mi? Bunu da yarın ele alacağız.

Yazara Emailkohen@milliyet.com.tr