Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



BAYRAMIN ilk günü Erbil'de KDP ve KYB merkezlerine girişilen ve yüzden fazla kişinin ölümüne yol açan intihar saldırısının arkasında kimler var?
Bu konuda çeşitli iddialar öne sürüldü. Irak'taki bu tür olaylar, spekülasyona çok müsait...
Kürt liderlerinin en çok üstünde durduğu "Ensar el İslam"ın bir kolu olan "Ensar el Sünnet"in bu sorumluluğu üstlenen bir açıklama yapması, şimdi dikkatleri "El Kaide"nin bir uzantısı olarak da bilinen bu örgütün üzerine çekmiş bulunuyor.
Bununla beraber, Erbil'deki saldırıyı gerçekten bu örgütün yapıp yapmadığını, yaptı ise onun (ve özellikle arkasındaki El Kaide'nin) esas amacının ne olduğunu emin bir şekilde anlamak için biraz daha zamana ve kanıta ihtiyaç var.
***
ANCAK bu aşamada Erbil'deki terör eyleminin sonuçlarını ve olası etkilerini değerlendirmek mümkün.
• Kuzey Irak, savaştan sonra ülkenin nispeten en sakin ve istikrarlı bölgesi olarak kendini belli etti. Fakat son zamanlarda, Irak'ın diğer bölgelerindeki kadar olmasa bile, Kuzey'de de çatışmalar çıkmaya başladı. Musul ve Kerkük'te gerginlikler yaşandı. Ve şimdiye kadar en sakin yer olarak bilinen Erbil de, çok kanlı ve vahim bir eyleme sahne oldu.
Artık Kuzey Irak da sakin, huzurlu bir bölge değil. Burada da, Irak'ın bütününde olduğu gibi, Pandora'nın kutusu açılıyor.
• Irak'ta şimdiye kadar çeşitli gruplarca düzenlenen saldırıların hedefi ABD ve diğer Koalisyon ortakları (ve hatta BM) idi. Artık giderek yerel kurumlar, hatta yerel halk da hedef alınıyor. Erbil'deki bombalı intihar eylemi, Bayram gününde bir araya gelen ve aralarında önemli isimlerin de bulunduğu Kürt yetkililere yönelmiştir. Eğer gerçekten bu olayın sorumlusu "Ensar el Sünnet" (ve perde arkasında "El Kaide") ise, KDP ve KYB ile birlikte ABD işgal yönetimi de hedef alındı demektir.
• Erbil'deki kanlı olay, Kürtlerin milliyetçi duygularını daha da körüklüyor. Bir çok Kürt yöneticisi yaptıkları açıklamalarda, bu olayın Kürtlerin mutlaka Bağdat'tan daha özerk bir yapıya sahip olması gereğini ortaya koyduğunu beyan etti. Bazı Kürt yetkililer bu durumda bölgenin güvenliğini daha etkin biçimde sağlamak için "peşmergeler"in güçlendirileceğini de açıkladılar.
• Erbil'deki Kürt liderleri ve halkı, son saldırıyı sükunetle karşıladılar, ancak bu tür eylemlerin tekrarlanması, ciddi sürtüşmelere, hatta etnik gruplar arasında kanlı çatışmalara yol açabilir. Esas tehlike de budur. Bu, Türkmenlerin de büyük kaygısıdır. Ayrıca Kuzey Irak'ta kaosun hüküm sürmesi, PKK'nın da yeniden harekete geçmesi için müsait bir ortam yaratabilir...
***
TÜRKİYE, Erbil'deki saldırıdan sonra, akılcı bir tavır sergilemiştir. Hükümetin açıklaması, Dışişleri Bakanı'nın mesajı ve demeçleri, Ankara'nın bu tür terör eylemlerine karşı olduğunu, Kuzey Irak'taki Kürtleri de "komşu ve akraba" olarak gördüğünü ortaya koymuştur.
İşin doğrusu da budur. Kuzey Irak'ta Kürtleri hedef alan saldırılar ve bunun yol açacağı karışıklık, Türkiye'nin hiç arzulamadığı bir durumdur. Erbil'deki facia, son zamanlarda Türkiye ile Kürt liderliği arasında hüküm süren soğukluğun son bulması, daha iyi bir anlayışın ve yapıcı bir diyaloğun sağlanması için bir fırsat olarak değerlendirilmelidir...