Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ortadoğu'daki son olaylar, ABD Temsilciler Meclisi'nde bugün veya yarın ele alınacak Ermeni yanlısı karar tasarısının akıbetini nasıl etkileyecek?
Bu soru geçen hafta gündemde yoktu. Bölgede birdenbire ortaya çıkan vahim durum, dolaylı olarak da olsa, bu meselede bir etken oldu.
Clinton yönetimi bu etkene büyük önem veriyor. Nedeni de açık: Ortadoğu'nun sürüklendiği istikrarsız ve tehlikeli durumda, Türkiye'nin jeopolitik konumu, daha da değer kazanıyor. ABD, Arap - İsrail çatışması sonucunda, öfke ve düşmanlık şimşeklerini üstüne çekebileceği ve Arap dünyasında radikalizasyonun yaygınlaşabileceği bir ortamda, Türkiye'yi "stratejik ortak" olarak kaybetmeyi göze alamaz.
Beyaz Saray'ı, Pentagon'u, Dışişleri Bakanlığı, CIA'sı ile birlikte yönetim, Kongre'den çıkacak bir Ermeni kararı yüzünden Türkiye'yi darıltmanın ve ABD'den uzaklaştırmanın, ayrı bir felaket olacağının bilincinde. Nitekim bu nedenle Başkan Clinton'dan Dışişleri Bakanı Madeleine Albright ve Savunma Bakanı William Cohen'e ve yönetim kademelerinde ve de orduda görev yapmış önemli isimlere kadar, Washington "establishment"i, Temsilciler Meclisi'nin böyle bir hata yapmasını önlemek için seferber olmuş durumdalar.
* * *
MESELE şimdi "Ortadoğu faktörü"nün ve bu nedenle yönetimin artan çabalarının Meclis'i, bu tasarıyı ret etmeye veya hiç oylamamaya sevk edip etmeyeceğidir.
Yönetim çevreleri dahi, şu anda Meclis'ten ters bir karar çıkmayacağından emin değiller. Amerikalı diplomatlar sadece son gelişmelerin bu karar tasarısının reddedilmesi veya düşmesi yönünde etkili olacağını "ümit ettiklerini" söylüyorlar.
Oysa yalnız yönetim yetkilileri ve diplomatlar değil, basın da bu kararın ne kadar zararlı olacağını belirtmekten geri kalmıyor. "New York Times" ve "Washington Post" bu uyarıyı açıkça yapmış bulunuyor.
Ne var ki, "Washington Post" yazarı Steven Mufson'un vurguladığı gibi, Meclis üyeleri kendi seçmen bölgelerini ve oy çıkarlarını ön planda tutarak "tek boyutlu" düşünüyorlar ve "daha geniş ulusal çıkarlar"ı dikkate almıyorlar.
Amerikalılar bunun ülkedeki "siyasal sistemin icabı" olduğunu savunuyorlar. Ama önemli olan sonuçtur ve bu meselede eğer sonuç Meclis'in bu kararı kabul etmesi şeklinde olacaksa, bundan Türk - ABD ilişkileri - ve de ABD'nin bölgedeki çıkarları - zarar görecektir.
* * *
BAŞTA Ortadoğu'daki olaylar olmak üzere, Balkanlar'daki ve Orta Asya'daki son gelişmeler de, gerçekten Türkiye'nin jeostratejik konumuna ek bir değer kazandırmış bulunuyor.
Bu, Türk diplomasisinin manevra kabiliyetini ve etkinlik gücünü de artırıyor.
Ankara, ABD ve AB ile ilişkilerinde - ve genel dış politikasında - bu kozunu daha rahat ve etkin biçimde kullanabilir.
ABD Meclisi'nin Ermeni tasarısını benimsemesi halinde Türkiye'nin göstereceği tepki, şimdiden Washington'da ciddi şekilde değerlendiriliyor. Bu değerlendirmede "Ortadoğu faktörü"nün de dikkate alındığı muhakkak.
Diplomatlar, Türkiye'nin Kongre'ye tepki olarak almayı düşündüğü önlemler veya yaptırımlar karşısında, Washington'un "soğukkanlılığını" korumak ve böylece ilişkileri bozmamak eğiliminde olduğunu söylüyorlar.
Diğer bir deyişle, ABD yönetimi, her şeye rağmen Türkiye'yi alttan almayı yeğleyecek. Bir ABD'li diplomata göre, Washington "ilişkilerin fevkalade gelişmiş düzeyinin, aslında bağlayıcı olmayan ve pratik değeri bulunmayan bir Meclis kararı yüzünden bozulmasına izin vermeyecektir."
Ne var ki, Temsilciler Meclisi'nin "muzır karar"ı alması halinde ABD yönetimi ne kadar temkinli, Ankara da ne kadar ölçülü davranırsa davransın, iki ülke arasındaki "sıcak hava"nın bozulmasını önlemek hiç de kolay olmayacaktır.


Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr