Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     Amerikan askerlerinin Süleymaniye’de Türk özel harekat timinin 11 mensubunu "Rambo"vari bir baskın sonucu yakalayıp 60 saat gözaltında tutması, yerel kumandanlığın girişimi ile mi gerçekleştirildi, yoksa bu daha üst makamları da içine alan bir ABD stratejisinin sonucu mu?
Bu çirkin olay, üst düzeydeki temaslar sonunda şimdi kapanmış veya dondurulmuş bulunuyor. Ama derin bir yara daha alan Türk - ABD ilişkilerinin geleceği bakımından bu sorunun doğru ve samimi yanıtının bulunması çok önemli.
Doğrusu yerel komutanın, kendi inisiyatifi ile böyle bir baskın emrini verdiğine inanmak zor. Ama buna karşılık "git Türk timinin olduğu yeri bas, Türk askerlerini tutukla, belgeleri ele geçir, eşyaları yık," cinsinden bir talimatın Washington’dan - Yönetimden veya Pentagon’dan - geldiğini düşünmek de olanaksız.
Akla yakın görünen şudur: Bu eylem, Kuzey Irak’taki Türk askeri varlığını yakından izleyen Amerikan askeri makamlarının, ABD politikasının genel çerçevesi içindeki değerlendirmelerinin ışığında aldığı kararın sonucudur.
Dolayısı ile bunu yerel ve münferit bir hadise saymak mümkün değil.
***
Olayın vahim yanı, iki müttefik ülke arasında meydana gelmiş olmasıdır.
NATO tarihinde böyle bir hadise olmadı hiç. Bu bakımdan ittifakın da bu olaydan çıkarması gereken sonuçlar olmalı...
Bu eylem, bir üçüncü ülkenin toprakları üzerinde (Kuzey Irak’ta) Türk ve Amerikan askerlerini karşı karşıya getirdi. "Rambo"ların davranışı, Türk kamuoyunda olduğu kadar, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde de büyük kızgınlık ve öfke yarattı. Böylece ABD şimdiye kadar yakınlık duyduğu TSK’yı da kendisinden bir adım daha uzaklaştırdı.
İki tarafın olayı kontrol altına almak ve yeni bir diyalog mekanizması kurmak konusunda gösterdiği kararlılık, kuşkusuz krizin büyümesini önleyecek ve akılcılığın duygusallığın yerini almasına yardımcı olacaktır.
Ancak üst üste yara alan ilişkilerin, Irak krizi öncesi durumuna gelmesi şu anda imkansız veya çok zor görünüyor. (Hele bu hafta ABD Senatosu Ermeni tasarısını da kabul ederse, kriz gene alevlenecektir)...
***
SON olayın temelinde yatan nedeni basit bir ifade ile şöyle anlatabiliriz:
Türkiye’nin ve ABD’nin Kuzey Irak’la ilgili stratejileri ve gündemleri farklı, hatta bazı noktalarda birbirine zıt... Türkiye, Kuzey Irak’ta mutlaka askeri varlığını sürdürmek kararında. Hem Türkmenleri korumak, hem PKK - KADEK’i safdışı etmek, hem de oradaki Kürtleri gözaltında tutmak için... ABD ise, savaşta kendisine tam destek veren Kürtlere en azından bölgesel yönetimin başına geçmelerine yardımcı olmak niyetinde. Bu Amerikalıları Talabani - Barzani ikilisinin Türk timlerinin Türkmenlerle "işbirliği"nden duydukları rahatsızlığı dikkate almaya sevk ediyor...
ABD diplomatları, son olayın, Türk timlerinin el altından "Türkmenlere destek yönündeki faaliyetleri"nden dolayı çıktığını iddia ediyorlar. Bu konuda ellerinde bazı bulguların bulunduğunu da söylüyorlar.
Bugünden itibaren yeni kurulan ortak komisyonun yürüteceği soruşturma sonunda gerçekler ortaya çıkacak ve umarız kamuoyuna açıklanacaktır.
Ancak bundan sonra böyle olayların önünü kesmenin ve Kuzey Irak’taki durumun ilişkileri olumsuz etkilememesinin yolu, Türkiye ile ABD’nin bu bölge ile ilgili politikalarını açık biçimde konuşup bir eşgüdüm sağlamasıdır. Yoksa bu krizlerin arkası kesilmeyecektir...