Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Başbakan Bülent Ecevit dün Ortadoğu krizi ile ilgili konuşmasında, üzerinde durulması gereken önemli bir noktaya değindi.
İsrail - Filistin çatışmalarının olası sonuçlarından bahsederken Başbakan, İsrail kuvvetlerinin Batı Şeria'daki işgalinin sona ermemesi halinde, "Arap ülkelerinde insanların sokaklara döküleceğini, İslam radikalizminin ateşleneceğini ve Bin Ladin ve El Kaide benzerlerine gün doğacağını" belirtti. Ecevit'in deyişi ile bu takdirde Türkiye de bunun acısını çekecek...
Bu sözler, geçen günkü yazımızda sözünü ettiğimiz "kabus senaryosu"nun ne kadar ciddi bir olasılık haline gelmekte olduğunu gösteriyor. Diğer bir deyişle, eğer çatışmalar hızla durdurulamazsa, sadece bölge değil, bütün dünya çok vahim sonuçlarla - ve özellikle uluslararası terörizm tehdidi ile - karşı karşıya kalacaktır.
* * *
BU tehlikelerden biri, Başbakan'ın da belirttiği gibi, İslam radikalizminin ateşlenmesi ve El Kaide gibi örgütlerin harekete geçmesidir.
Hatırlanacağı gibi, 11 Eylül'den sonra Bin Ladin, yaptığı konuşmalarda, ABD'ye ve Batı'ya çatarken, Arap ve İslam ülkelerinde duyulan öfkenin başlıca nedeni olarak Filistin meselesini saymıştı. Bin Ladin'in New York ve Washington'a karşı girişilen terörist saldırılar için (doğru veya yanlış) gösterdiği bu gerekçe, doğrusu Arap kamuoyunun geniş bir kesiminde destek görmüştü.
Şimdi bölgede olup bitenler, bu eğilimi güçlendirecek bir ortam yaratıyor. "Bin Ladinizm"in savunucuları için bu, kendi ideolojilerini veya argümanlarını yaymak için büyük bir fırsat oluşturuyor.
* * *
ARAP ülkelerinde bu akımın güçlenmesi, sonunda bizzat Arap dünyasındaki istikrarı ve dengeleri altüst edebilir.
Bugün Arap başkentlerinde İsrail ve ABD'ye karşı infialini göstermek için sokaklara dökülen kitleler, yarın kendi rejimlerine ve yöneticilerine karşı harekete geçebilirler. Özellikle halktan kopuk krallar, şeyhler veya despot başkanlar tarafından yönetilen ülkelerde, bunun gerçekleşmesi pekala mümkündür.
Nitekim Bin Ladin konuşmalarında üstü kapalı olarak bu mesajı da veriyordu.
"Bin Ladinizm" bugünkü ortamı böyle bir amaç için kullanabilir. O zaman da birçok Arap ülkesinde rejimler sarsılabilir, eski yöneticiler devrilebilir...
Geçenlerde yazar Muhammed Heikal, Libya lideri Kaddafi ile yaptığı bir söyleşide konuştuklarını "Guardian" gazetesinde anlatırken şöyle diyordu: "Arap kentlerindeki sokaklar, halk ile onu yönetenler arasındaki bağların koptuğunu, güvenin yok olduğunu ve sistemin sarsıldığını gösteriyor..."
* * *
BU akımın dünya için yarattığı esas tehlike de şu: Filistin örgütlerinin giriştiği eylemler ve özellikle intihar saldırıları, "benzerleri" tarafından bir nevi model olarak görülmektedir.
Ortadoğu uzmanı Shilbey Telhami dün "New York Times"taki makalesinde, intihar eylemlerinin şimdi başkaları tarafından "kopyalanması" ve dolayısı ile Filistin coğrafyasının dışına yayılması olasılığından söz etti. Aynı gazetede geçen hafta Thomas Friedman da, intihar saldırılarının başkalarına örnek olabilecek "yeni bir strateji" olarak kendisini gösterdiğini belirtti.
Bu tehlike, Ortadoğu'daki krize "acil müdahale" gereğini ortaya koyuyor. Aksi halde, bu gidiş, hiç de arzulanmayan bir "uygarlıklar çatışması"na kadar gidebilir...