Sami KOHEN
ANKARA'da yeni kurulan Diplomasi Muhabirleri Derneği üyeleri ile birlikte, önceki gün Çankaya'da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile düzenlenen toplantıda bulunduk.
Irak sorununun ağır bastığı bir saatlik görüşmede, Demirel'in Türk dış politikasına ilişkin çeşitli konularda söyledikleri, ilk bakışta Ankara'nın bilinen görüşlerini yansıtıyor gibi gelebilir.
Ama bu söylenenler, daha yakından incelendiğinde bazı konularda Çankaya'nın bakış açısının, hükümetin veya hükümetin bir kanadının yaklaşımından farklı olduğunu ortaya koyuyor.
Çankaya ile hükümet, ya da zaman zaman hükümet ile Dışişleri Bakanlığı veya hükümet kanatları arasındaki yaklaşım, üslup ve değerlendirme farkının, Türkiye'nin tutarlı ve güvenilir bir dış politika izlemesi açısından ne ölçüde "sağlıklı" olduğu tartışılabilir. Bu "çok sesliliği" doğal, hatta yararlı bulanlar olduğu gibi, bunu, "her kafadan bir ses çıkması" olarak görenler ve sonuçta dış ilişkilerin bu çelişkiden olumsuz şekilde etkilendiğine inananlar da var...
Yabancı diplomatların zaman zaman "Ankara'nın esas politikasını hangi beyan yansıtıyor" sorusunu sordukları ve kafalarının karıştığı doğrudur.
Ancak Türk dış politikasının da, özellikle koalisyon hükümetlerinin yapısından kaynaklanan nedenlerden ötürü, bir süredir böyle yürümekte olduğu da bir gerçektir...
* * *
DEMİREL'in "Kürt devleti senaryoları" - veya komplo teorileri - hakkında söyledikleri, açıkçası Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'in son günlerde ifade ettiği görüşlerden epey ayrılıyor.
Hatırlanacağı gibi, Ecevit başta ABD'nin Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti kurmak istediğini, bu konuda "gizli bir gündem"e sahip olduğunu söylemişti. Washington buna hemen karşılık verdi ve ABD'nin politikasının Irak'ı bölmek ve hele bir Kürt devleti kurmak olmadığını açıkladı. Ardından Ecevit ABD'ye karşı söylemini yumuşattı, ama bu kez İngiltere'ye karşı ağır suçlamalarda bulundu. Bunun üzerine Londra buna tepki gösterdi ve İngiltere'nin de Irak'ın toprak bütünlüğünü korumak istediğini ve bir Kürt devleti kurmak peşinde olmadığını bildirdi.
Ecevit'in bunu izleyen demeçleri, bu resmi açıklamaları pek inandırıcı bulmadığını gösteriyor.
Demirel ise bu konuda şöyle diyor:
"ABD'nin bütün dünyaya mesajı, Irak'ın toprak bütünlüğünün korunacağı yönündedir. Buna inanmak lazım. Bu taahhüde rağmen, daha sonra başka şeyler olursa, bu taahhüde inananların kusuru olmaz."
Yani Çankaya'nın görüşü, ABD'nin (ve İngiltere'nin) bölgede bir Kürt devleti kurdurmak gibi bir "gizli gündem"in bulunmadığını resmen beyan etmesinin, bir güvence niteliğini taşıdığıdır. Demirel bu noktadan hareketle böyle bir angajmanın "ahde vefa" sayıldığını belirtiyor ve
"Ahde vefa milletlerarası ilişkilerde en önemli özelliktir. Bu, devletler arasındaki itibarın temelini oluşturur" diyor.
Cumhurbaşkanı'nın da konuşmasının başka bir yerinde belirttiği gibi, bu güvencenin verilmesinden sonra, "daha başka bir şey söyleyemeyiz"...
Kuşkusuz, ABD veya bir başka devlet, bu güvenceye aykırı biçimde hareket ederse, o zaman Türkiye'nin söyleyeceği olur...
* * *
DEMİREL'in Sevr konusundaki bir soruya verdiği yanıt da anlamlıdır.
- "Politika, ali menfaatleri hesap edebilme ve uygulama sanatıdır. Dış politikada öfkeye yer yoktur. Öfke tatlı bir şey, ama bu vatandaşa bırakılmıştır!.. Devlet erkanı öfkelense bile, soğukkanlılığını yitirmemelidir... Bazı şeylere sıkılabiliriz, ama yarar nerede ise, onu yaparız"...
Avrupa'da bazı çevrelerin kendilerini "kurtarıcı" olarak gördüğünü, hatta bazı gazetelerin Sevr'i gündeme getirdiğini belirten Demirel "Türkiye vatanı ile, milleti ile bir bütündür. Bu tür laflar dolaşsa dahi, bizim için önemli olan üniter ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ni geliştirmektir" şeklinde konuştu...
Nihayet Demirel'in Irak sorununa yaklaşımı, hükümetin resmi politikası doğrultusunda olmakla beraber, şimdiki krizde Saddam'ın sorumluluğuna ağırlık veriyor. Cumhurbaşkanı, Saddam'a hem sert eleştiriler yöneltiyor, hem de "BM kararlarına uy" mesajını veriyor. Ancak bu arada ABD'ye de, "sonuna kadar diplomatik yolların denenmesi gerektiğini" hatırlatıyor ve "silahlı müdahalelerle her zaman sonuç alınmaz" mesajını iletiyor.
Keşke bu mesajlara kulak kabartılsa...
Yazara EmailS.Kohen@milliyet.com.tr