Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       GLAFKOS Klerides açıkça söylemese de, şu S - 300 kumarına girdiğine bin pişman olmalı.
Bu oyuna oturduğu zaman neler bekliyordu, neler oldu?
Rus füzeleri adaya gelince, Rum tarafının askeri gücü artacak, Türkiye'ye daha rahat kafa tutulacak, uluslararası camia kıbrıs'ın silahtan ve "yabancı kuvvetler"den arındırılmasını isteyecekti...
Bu hesap tutmadı.
Klerides aylarca uğraştı, ama oyunun bu raundunu kaybetti.
İki sebepten. Birincisi, Türkiye'nin sert uyarısı. Klerides Ankara'nın blöf yapmadığını anladı. Füzelerin konuşlandırılması halinde, Türkiye'nin bunları imha edeceğini sezdi. Türkiye ile nasıl biteceği belli olmayan bir çatışmayı göze alamadı. İkincisi, uluslararası camianın yoğun baskıları. ABD'den AB'ye, İngiltere'den BM'ye kadar pek çok ülke ve kuruluş, Klerides'i bu işten vazgeçirmeye çalıştı. Batı, Doğu Akdeniz'in bu hassas bölgesinde, Rus silahlarının (ve radarlarının) yerleşmesini hiç ister mi? AB, üyelik müzakerelerine oturduğu müstakbel ortağının, bir savaşa sahne olmasına razı olur mu?
Klerides sonunda bu oyunu kendi kafasına göre sürdüremeyeceğini farketti ve füzeleri adaya getirtmekten vazgeçti. Bu sonucun alınmasında kuşkusuz Türkiye'nin gösterdiği kararlılığın büyük rolü var. Ancak Batı'nın ve uluslararası camianın bundaki payı da önemli...
* * *
KIBRIS Rum liderinin S - 300 kumarındaki kaybı, sadece füzeleri adaya getirtmekten vazgeçmesi değil. Bu fiyasko ona ve Kıbrıs Rum tarafına pahalıya mal oluyor. Başında bulunduğu koalisyon çözülme yolunda. Hedef olduğu sert eleştirilerden ötürü, kendi siyasal geleceği dahi tehlikede. Rum toplumu şaşkın ve bölünmüş durumda.
Yalnız bu kadar da değil. Oyun, füzelerin adaya getirilmemesi ile son bulmuyor. Klerides kartları Simitis'e pas edince, Yunanistan'ın başı da derde giriyor. S - 300 belasının boyutları giderek büyüyor.
Henüz kesinleşmedi ama, füzelerin Girit Adası'na nakli, krizi Akdeniz'den Ege'ye taşıyacak. Bu kez sorun, bir Türk - Yunan sürtüşmesine ve aynı zamanda bir NATO - Rusya uyuşmazlığına yol açacak. Üstelik bu kez Başbakan Simitis'in başı belaya girecek, Yunanistan karışacak.
Bütün bu gelişmelerin ilk sinyalleri gelmeye başladı bile...
* * *
TÜRKİYE açısından, S - 300'lerin adada konuşlandırılmasının önlenmesi, sevindirici bir gelişme. Evet, Türkiye'nin istediği oldu. Ama bunun için zafer çığlıkları atmaya da gerek yok. Oyun bitmedi çünkü.
Şimdi başlayan ikinci fasılda, Türkiye için iki önemli - ve tehlikeli - husus var. Birincisi, füzelerin Girit'e nakli. İkincisi, baskıların Türkiye'ye yönelmesi...
Eğer gerçekten füzeler Girit'e getirilirse, bu Türkiye'nin güvenliği ve Ege'deki askeri denge açısından, olumsuz bir durum yaratabilir. Tabii bu takdirde S - 300'lerin "statüsü"nün ne olacağı önemli: Bu silahlar belirli bir yerde "depolanacak" mı? Başında sadece Kıbrıs Rum askerleri mi bekleyecek? Rusların orada bir "varlığı" olacak mı? Yunan ordusunun "ortak savunma doktrini" çerçevesinde herhangi bir ilintisi veya angajmanı olacak mı?..
Tabii bunlar açıklık kazanmadan, S - 300'lerin Girit'teki varlığının Türkiye için ne ölçüde tehdit oluşturduğunu kestirmek zor. Ama Ankara'nın özellikle Batılılar nezdindeki girişimlerinde kullanabileceği şu argüman var. Girit bir Yunan adasıdır. Yunanistan bir NATO üyesidir. S - 300'ler Rus silahıdır. Dolayısı ile, bu NATO'yu yakından ilgilendiren - ve kaygılandırması gereken - bir konudur. Varsın NATO bu sorunu Atina ile - ve Moskova ile de - halletsin!
Türkiye için ikinci önemli husus, uluslararası camianın - ve özellikle ABD'nin - bu olay vesilesi ile, Kıbrıs'ın silahtan ve yabancı kuvvetlerden arındırılması konusunu (ki Güvenlik Konseyi de bu yönde bir karar almış bulunuyor) gündeme getirmesidir. Ankara ve Dentaş bu konuda pazarlık olamayacağını söylüyor. Ama önümüzdeki günlerde ve haftalarda Türk tarafı üzerindeki baskıların yoğunlaşacağı açık.
1998'de epey gerginlik yaratan S - 300 krizi bu yıl da, farklı fakat gene tehlikeli boyutlarla devam edeceğe benziyor...



Yazara E-Posta: s.kohen@milliyet.com.tr