Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan Tayyip Erdoğanın ve Yunan Başbakanı Kostas Karamanlisin dün zirveye "gitme" kararını vermesi, Kıbrıs Türk liderinin tutumunu bir daha gözden geçireceği umudunu yaratmış bulunuyor.Denktaşın önceki akşam aniden TV kameralarının karşısına çıkıp öfkeli bir ifade ile İsviçreye gitmeyeceğini ilan etmesi, doğrusu herkesi şaşırttı. Bu karar eğer Türk tarafının ağırlığını hissettirmeye yönelik bir "taktik" değilse, "bir hata" sayılmalıdır...***BU kararda bazı çelişkiler ve gariplikler var:1) Denktaş, İsviçredeki müzakerelere katılmayacağını bildirdi, ama ardından müzakereci görevinden çekilmeyeceğini belirtti. Eğer Denktaş umudunu tamamen yitirdi ise, bu sıfatını neden sürdürüyor?2) Denktaş, Ankara ile ve Lefkoşada çalışan Türk Dışişleri heyeti ile uyum içinde olduğunu her vesile ile tekrarlarken, birdenbire bu kararını TV aracılığı ile ilan ediyor. Ankarada, Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Gül, Lefkoşada da Başbakan Talat haberi TVden öğreniyor!..3) Denktaş, Türk tarafının "olmazsa olmaz" saydığı konularda karşı taraftan olumlu herhangi bir işaretin gelmediğini öne sürerek bu şartlar kabul edilmezse "hiçbir şey olmaz" diyor. Oysa müzakereler devam ediyor. Bu süreç devam ederken, ikinci aşamasına katılmamak doğru mu (veya ters sonuç vermez mi?)...***BU arada KKTC liderinin açıkladığı gerekçelerin göz ardı edilmeyeceğini ve haklı noktalar içerdiğini de belirtmek lazım. Rum tarafı, kendinden ve elindeki kozlarından gayet emin şekilde hareket ediyor ve Türk tarafının önerilerini elinin tersi ile itiyor. AB özellikle "derogasyon" (ayrıcalıklar) konusunda "ikili" oynuyor. BM ise, nasıl olsa Annan kendi planı doğrultusunda son sözü söyleyecek havası içinde...Eğer AB ve BM gerçekten 1 Mayısa kadar bir uzlaşma sağlanmasını istiyorsa, bu tavrını değiştirmeli ve Türk tarafının kaygılarını, önerilerini daha ciddi biçimde dikkate almalıdır. Bu bakımdan Denktaşın çıkışını da bir uyarı olarak görmeli, Türk tarafını tatmin edecek ilerlemeler olmadığı takdirde, bu kez Ankaranın ve Talat hükümetinin de bu süreçten umudunu kesebileceğini anlamalıdır...***ŞU anda Denktaşın tutumu ile Ankaranın politikası hissedilir derecede birbirinden ayrı çizgide.Dün İstanbulda, Kadir Has Üniversitesinde düzenlenen Kıbrıs ile ilgili sempozyuma katılması beklenen, ama gelemeyen Denktaşın ve Dışişleri Bakanı Gülün gönderdikleri mesajlar, bu görüş ve tavır farkını (veya çelişkiyi) açıkça gözlerin önüne serdi.Açıkçası temeldeki görüş ayrılıkları, Denktaş ile bugünkü Türk hükümetini farklı yönlere sevk ediyor.Denktaş önceki günkü açıklaması sırasında, Türk tarafının kendi içinde bölünmemesi gerektiğini söyledi. Ama nedeni ne olursa olsun, tek yanlı kararının bu ayrılıkları gidermeye hiç hizmet etmediği de bir gerçek... skohen@milliyet.com.tr KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbrıs görüşmeleri sürecinin ikinci aşamasını oluşturacak olan İsviçredeki dörtlü zirveye "gitmeme" kararından vazgeçecek mi?