SEÇİMLERE katılan belli başlı siyasi partilerin seçim bildirgelerine göre izleyecekleri dış politikaya ilişkin kısa dizimizi, bugün YTP, DYP, SP ve kamuoyu araştırmalarında sürpriz bir çıkış yapan GP ile tamamlıyoruz.
Dışişleri Bakanlığı’nı bırakıp tamamen siyasete atılan İsmail Cem’in lideri olduğu Yeni Türkiye Partisi’nin programı, dış politika konularını oldukça kapsamlı ve ayrıntılı biçimde işliyor. (Bunda Cem’in üslubu hissediliyor...)
Bildirgenin dış politika bölümünde ağırlık AB üzerinde. YTP AB üyeliğine verdiği büyük önemi ve önceliği şöyle ifade ediyor: "Türkiye’nin tarihsel gelişim sürecinde, Atatürk Cumhuriyeti’nin çağı paylaşma hedefinde, en önemli aşama AB’dir. Türkiye’nin AB’ye tam üyelik hedefi bir toplumsal değişim prosesidir. Türkiyemizin çağı paylaşma mesajıdır. Türkiye bu mesajı kaçırmamalıdır."
YTP’nin dış politika hedeflerinin içinde "Avrasya bütününde bir çekim merkezi olmak", Balkanlar, Kafkasya, Orta Asya ve Ortadoğu ile sıkı bağlar kurmak da geliyor. Bildirgede şöyle deniyor: "Türkiye’nin iki hedefi, AB’ye üye olmak ve gelişen Avrasya bütününün merkezinde belirleyici bir ülke olmaktır. Bunlar birbiri ile çatışan değil, birbirini tamamlayan hedeflerdir".
***
DOĞRU Yol Partisi’nin seçim programında, hedefler "Türkiye’yi büyükler arasında büyük ülke yapmak", tam demokrasiyi kurmak, Türkiye’yi çağdaş ülkeler arasına katmak şeklinde özetleniyor. Dönüşüm projeleri bölümünde, Türkmenistan’dan ve İran’dan gelecek gaz - boru hatlarının gerçekleşmesine ve Güneydoğu ve Akdeniz bölgesinden ihtiyaç fazlası suyun dış pazarlara satılmasına yer veriliyor.
DYP’nin programında da AB’ye tam üyelik öncelikli bir hedef olarak gösteriliyor ama aynı zamanda Türki cumhuriyetlerle bağlara da önem veriliyor ve 21. yüzyıl, Türkiye’nin ve Türk dünyasının yüzyılı olacaktır" sloganı kullanılıyor.
Saadet Partisi’nin seçim bildirgesinin dış politika bölümü de, ayrıntılı biçimde çeşitli sorunlara değiniyor. Genel ilkeleri içeren giriş kısmından sonraki ifadeler, SP’nin de AB’ye verdiği önemi ortaya koyuyor ve Türkiye’nin AB kriterlerine uyması zorunluluğunu vurguluyor. SP Türki Cumhuriyetleri, İslam Konferansı, D - 8’ler ve komşular ile bağların güçlendirilmesini de öncelikli hedefleri arasında sayıyor.
***
GENÇ Parti’nin programının kısa dış politika bölümünde "Türkiye’nin başta Avrupa olmak üzere, dünya politikasında ağırlıklı bir yeri olması gerektiği" belirtiliyor ve "Türkiye askeri, politik ve ekonomik olarak bölgemizin en önemli gücü olduğunun bilinci ile ağırlığını koymalı ve çözüm üreten bir konumda yer almalıdır" deniliyor.
GP’nin lideri Cem Uzan’ın seçim meydanlarındaki konuşmaları ise, bu genel ifadelerin ötesinde daha çok Batı’ya, ABD’ye, IMF’ye karşı sert çıkışlar içeriyor ve Partinin bu ülkeler ve kurumlarla olan ilişkileri baştan değiştirmeyi amaçladığı mesajını veriyor...
Bu açıdan bakıldığında, GP, farklı biçimde de olsa, DEHAP ve Türkiye Komünist Partisi (TKP) gibi geleneksel dış politikadan ve diğer partilerin paylaştığı hedeflerden ve stratejilerden ayrılıyor.
***
SEÇİM kampanyasında şu ana kadar parti liderleri ve adaylar dış konular üzerinde açıkçası fazla bir şey söylemediler. Seçim bildirgeleri genel (çoğu bilinen) görüşler içeriyor.
Oysa bu seçimler, AB, Kıbrıs, Irak gibi ivedi meselelerin çok ayrıntılı biçimde tartışılması, net fikir veya önerilerin ortaya konması gereken bir dönemde yapılıyor. Bu da klasik seçim bildirgeleri veya hamasi seçim nutukları ile olacak iş değil. Artık seçmen daha yüksek standartlar bekliyor...