Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Dün akşam Ankara'ya gelen ve bugün resmi görüşmelerine başlayacak olan Fransa Dışişleri Bakanı Hubert Verdine'in ziyaretinin en önemli yanı, böyle bir gezinin şu sırada gerçekleşmiş olmasıdır.
Geçen ocak ayında Fransız Meclisi'nin Ermeni soykırımı iddialarını yasalaştırmasının ardından Türkiye'de esen hava, Fransa ile artık - en azından uzun bir süre - devlet düzeyinde temas kurulamayacağı izlenimini vermişti.
Verdine'in ziyareti, her şeye rağmen ilişkilerin normalleştirilmesi yönünde ortak bir arzunun bulunduğunu ortaya koyuyor.
Üst düzey bir Türk yetkilisinin bu konudaki değerlendirmesi şöyle: "Kuşkusuz olup bitenlerin üstüne bir sünger çekmiyoruz. Ermeni sorununda o zaman Fransızların sergilediği tavrı unutmuyoruz. Bu konudaki rahatsızlığımız sürüyor. Ama Fransa önemli bir devlettir ve onunla ortak çıkarlarımız vardır. İlişkilerde ileriye bakmamız gerekiyor. Verdine'in ziyaretini, bu bakımdan olumlu bir adım sayıyoruz."
* * *
İLİŞKİLERİ bir hayli geren Fransız Meclisi kararından 7 ay gibi kısa bir süre sonra, böyle bir adım atılmasında, Fransa'nın gösterdiği olgunluk kadar Türkiye'nin sergilediği gerçekçiliğin büyük payı var.
Fransa, bu olaydan sonra Türkiye'nin sert tepkisine ve misilleme eylemlerine rağmen, ilişkilerin daha fazla bozulmamasına özen göstermiştir. Cumhurbaşkanı Chirac ve diğer yetkililer Fransa'nın Türkiye'ye desteğinin devam edeceğini çeşitli vesilelerle belirtmişlerdir.
Bu arada Fransa'dan bu ayın başında 70 kişilik bir işadamları heyetinin gelmesi, Fransızların gerçekten ilişkilere verdiği önemi göstermiştir. Bu heyetin ziyareti sırasında görüştüğümüz ünlü işadamlarının belirttiği gibi Türkiye'ye verilen önemin iki nedeni var: Birincisi, Türkiye'nin büyük bir pazar olarak ekonomik potansiyeli ve bölgedeki stratejik konumu. İkincisi de kriz döneminde Türkiye ile iş yapmanın uzun vadede daha kazançlı olacağı düşüncesi... Bir şirket müdürünün deyişi ile "Türkiye Fransa'nın dış ilişkilerinde artık öncelik verdiği bir ülke"...
* * *
TÜRKİYE de Fransa'nın açılımı karşısında, gerçekçi bir tavır aldı. Türk diplomasisi Fransa ile buzların eritilmesinin ülke yararına olduğu bilinci ile hareket etti.
Nitekim bunun olumlu sonuçları da görüldü. Fransa ekonomik krizin başından itibaren Türkiye'ye tam destek verdi. Fransız özel sektörü de ilgisini sürdürdü.
* * *
BUGÜN Verdine'in Türk meslektaşı İsmail Cem ve diğer Türk yetkilileri ile yapacağı görüşmelerde ağırlıklı konu ikili ilişkilerin geleceği olmakla beraber, AB ve onunla bağlantılı sorunlar da önemli bir yer alacak.
Türkiye'nin Fransa gibi AB'nin bir "ağır topu"nu kendi yanına çekmesi, üyelik perspektifinin netleşmesi bakımından çok önemli. Ankara'daki görüşmelerde kuşkusuz AGSP sorunu da tartışılacak. Bu konuda Ankara ile Paris'in görüşmeleri oldukça farklı. Ancak bu ziyaret, bu görüş ayrılıklarının giderilmesi için bir fırsat sayılıyor.
Bir Türk diplomatı, Verdine'in gezisini bir "gönül alma egzersizi" olarak niteliyor. Ama görüşmeler bundan daha verimli de olabilir.