Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İSPANYA, geçen pazardan beri, en eski ve köklü dinsel geleneklerinden biri olan "Semana Santa" yani "Kutsal Hafta"yı kutluyor.
Hafta boyunca akşamüstü başlayan ve gecenin geç saatlerine kadar süren dinsel gösterilerin en önemli merkezlerinden biri de, Granada ve ülkenin güneyindeki Andalucia (Endülüs) bölgesidir.
Gösteri, gerçekten göz kamaştırıcıdır. Bu nedenle "Semana Santa"yı izlemek üzere, İspanya'nın ve dünyanın çeşitli yerlerinden buralara 18 (evet, on sekiz) milyon ziyaretçi akın etmiş bulunuyor!
Geceleri onbinlerce insan, sokaklara dökülüp, "procesion", yani dinsel geçidi büyük bir merak ve heyecanla takip ediyor.
Yürüyenlerin başında, dini kıyafetleri içinde, yüzlerini de örten uzun külahlı rahipler yer alıyor. Onların arkasında, ellerindeki mumlarla, geleneksel siyah elbiseleri ve başlarında dantelli "mantilla"yı giymiş kadınlar ve genç kızlar yürüyorlar. Onları, Hazreti İsa'nın ve Meryem Ana'nın heykellerinin monte edildiği iki platform izliyor. Bu kocaman ve ağır platformları, bir perdenin altında, ufak adımlarla yürüyen gençler omuzluyor... "Procesion"un gerisinde, "Saltas" adı verilen dini müziği çalan, çoğu genç, kızlı erkekli bu bandoda yer alıyor...
Bu göz kamaştırıcı dinsel ve aynı zamanda folklor şov'unu, yol kenarlarında saatlerce bekleyen inançlı pek çok Katolik gibi, farklı din ve mezheplere mensup veya dinle fazla ilgisi olmayan pek çok meraklı da, hafta boyunca izliyor...
* * *
ULUSLARARASI Basın Enstitüsü IPI'nın kongresi, işte bu atmosfer içinde, gündemindeki en önemli maddelerinden birini oluşturan "İslamın yükselişi" konusunu tartıştı.
Bu kez "bizden biri"nin - Kanal D'nin Haber Koordinatörü Haluk Şahin'in - oturumu yönetmesi, doğrusu bir şans oldu. Çünkü deneyimli meslektaşımız, sadece 5 kişilik paneli yönetmekle kalmadı; aynı zamanda meselenin yanlış yönlere saptırılmadan, doğru ve gerçek bir çerçeve içinde ele alınmasını sağladı.
Gündemde yer aldığı şekli ile, İslam köktendinciliği Batı için bir "tehdit" olarak yer alıyordu. Haluk Şahin, panelistleri daha tanıtmadan, anlamlı bir tespit yaptı: "Bu başlık, İslam ile Batı'yı karşı karşıya getiriyor" dedi. "İslam fundamentalizmi" neden Batı için bir tehdit sayılsın? Olsa olsa köktendincilik, demokrasi ve basın özgürlüğü için bir sorun yaratır. Bunu Batı'ya karşı bir hareket olarak göstermek hatadır."
Bu önemli tespiti yaptıktan sonra Haluk Şahin, Batı medyasında - Türkiye örneğinde olduğu gibi - zaman zaman dua eden Müslümanlarla ilgili görüntülerin, fundamentalizm belirtileri olarak kamuoyuna yansıtıldığını belirtti ve şöyle devam etti: "Bu ölçülere göre Granada'daki Semana Santa törenleri de, köktendincilik olarak mı değerlendirilmeli?.."
* * *
GRANADA, tarih boyunca, çok dinli, çok kültürlü bir ortamı (tabii 15'inci yüzyılda Engizisyon dönemi dışında) yaşatmış bir kenttir. Bu bölge, İslamın, Hıristiyanlığın ve Museviliğin beraberliğini gerçekleştirmiş olmanın gururunu taşıyor. Ve bunu günümüzde de her vesile ile anımsatıyor.
IPI toplantısında panelistler, bu havadan etkilenmişçesine konuştular. Özellikle İslamın köktendincillikle ve hele terörizm ile özdeşleştirilmesinin yanlış olduğunu belirttiler.
Örneğin Ürdün'ün İspanya Büyükelçisi Taymur Dağistani, teröre başvuran köktendincilerin bugün Müslüman değil, Hıristiyan, Musevi ve Hindu dinlerine de mensup olduklarını belirtti. Madrid Üniversitesi'nden Prof. Lopez Garcia da bunu teyid etti.
Türkiye'yi yakından tanıyan ünlü Fransız araştırmacı Olivier Roy, İslam köktendinciliğin "küresel bir tehdit" olduğu yolundaki iddianın - ve kaygının - yersiz olduğunu, çünkü siyasi İslamın sanıldığı gibi evrensel ölçülerde homojen, birleşik bir dinsel hareket olmadığını belirtti. Ona göre, köktendinci diye bilinen birçok hareketler (Hizbullah gibi) aslında "milliyetçi" bir karaktere sahiptir. Öte yandan Müslüman ülkelerin birçoğunun - Irak, Suriye gibi - "İslam ile ilgisi yoktur"... İslam köktendinciliği, demokrasiye karşıdır. Müslüman ülkelerde laiklik de her zaman demokrasi anlamına gelmiyor"...
* * *
IPI konferansında İslamla ilgili oturumdan şu mesaj çıktı: İslamı bir tehdit olarak görmemeli... Siyasi İslam demokrasiye karşı bir tehdit sayılabilir. Bazı İslami radikal gruplar şiddete, teröre başvurabilir. Ama bunu tüm İslam dünyasına yaymak ve yazar Dimingo del Pino'nun dediği gibi "İslam ile Batı arasında yeni bir duvar örmek" son derece hatalıdır.
Bugünkü yanlış anlamaları ve önyargıları ortadan kaldırmanın yolu, diyalog ile karşılıklı anlayış ve hoşgörüyü sağlamaktır.
Böyle bir mesaj vermek için, Granada "Kutsal Hafta"yı kutladığı şu sırada ideal bir ortam oluşturuyor...