Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Halk önce seçim sandığından Slobodan Miloşeviç'i artık istemediği mesajını verdi. Ama "Slobo" gene mutat ayak oyunları ile iktidarda tutunmak için seçim sonucunu tanımadı ve bir ikinci turun yapılmasını istedi. Bu kez diktatörün manevrasını yutmayan halk sokaklara döküldü. İşçisinden memuruna, öğrencisinden emeklisine kadar yüz binlerce kişi Miloşeviç için "işi bitik" anlamına gelen "Gotov Je" sloganı ile direnişe geçti... Ve nihayet önceki gün, parlamentonun basılması, devlet televizyonunun ve ajansının saf değiştirmesi ve polisin de göstericilere müdahale etmekten çekinmesi ile; "halkın kansız darbesi" başarı ile gerçekleşmiş oldu.
Buna gerçekten "halkın gücü"nün tezahürü demek gerek. Tıpkı 11 yıl önce Doğu Almanya'dan Romanya'ya kadar çeşitli komünist ülkelerde olduğu gibi...
* * *
MİLOŞEVİÇ'in meydan okuduğu seçim sonucunun ardından, Vojislav Kostunitsa'nın liderliğindeki muhalefet cephesi (DOS), halkı bir "pasif itaatsizlik" kampanyasına çağırmıştı. Doğrusu işin başında Kostunitsa dahi halkın ne ölçüde direniş göstereceğini tam bilemiyordu. Bu arada tabii göstericilerle güvenlik güçlerinin karşı karşıya gelmesinden ve kan dökülmesinden de korkuluyordu.
Yugoslav halkı bu olayda büyük bir kararlılık ve olgunluk gösterdi. Ülkenin çeşitli yerlerinden Belgrad'a gelenler düzenli gösterileri ile gerçekten Miloşeviç'in "işini bitirdiler". Hala onu savunanlar, bunda muhalefetin veya "dış mihraklar"ın provokasyonlarının izini boşuna aramasınlar. Eğer bu halk. kendilerini iç ve dış çatışmalar ve bunun sonucu olarak perişanlığa sürükleyen "Slobo"dan yaka silkmeseydi, sabırları artık taşmasa idi, bu şekilde sokaklara dökülür müydü?
Bu gibi hallerde "halkın gücü", bu gücü görmek istemeyecek kadar gözü dönmüş ve hırslı liderlerin altından koltuğu çekebiliyor...
* * *
BU satırların yazıldığı saatlerde hüküm süren belirsizliklere rağmen, her şey artık 13 yıllık Miloşeviç devrinin son bulmakta ve Yugoslavya için yeni bir dönemin başlamakta olduğunu gösteriyor.
Kostunitsa'nın önceki gece yarım milyon göstericinin önündeki tarihi konuşmasına "İyi akşamlar özgür Yugoslavya" diye başlaması anlamlıdır. Özgürlük koltuğuna yapışmakta ısrar etmesi ve dramatik olaylara sebep olması dahi, artık tarihin akışını durduramaz.
Kuşkusuz şu sırada bir dönemden diğerine geçiş kolay olmayacak. Miloşeviç'in şu veya bu şekilde gitmeyi kabul etmesi halinde bile, Yugoslavya'yı çok zor günler bekliyor. Şimdilik yanıtları olmayan sorular, belirsizlik ve istikrarsızlığın işaretini veriyor.
Örneğin, 18 parti ve grubun koalisyonu olan muhalefet, birliğini koruyabilecek, Kostunitsa'nın etrafında toplanmaya devam edecek mi?.. Yani parlamentonun kompozisyonuna göre, nasıl bir hükümet ortaya çıkacak?.. Bu yöntemin halkın şimdi yüzeye çıkan beklentilerini nasıl ve ne ölçüde karşılayabilecek?.. Belgrad, bağımsızlık rüzgarlarının estiği Kosova'yı ve Karadağ'ı yeni Yugoslavya sınırları içinde tutabilecek mi?
* * *
BİRDENBİRE siyaset sahnesine güçlü bir muhalefet cephesinin lideri olarak ortaya çıkan 56 yaşındaki Kostunitsa'nın omuzlarında şimdi yeni Yugoslavya'nın mimarisini çizmek gibi ağır bir yük var. Eski anayasa profesörü, bu yükün altından kalkabilecek mi?
Yeni lider son konuşmalarında vizyonunu, görüşlerini, ilkelerini ortaya koydu. Bunları uygulayabilirse, Yugoslavya (ve dolayısı ile Balkanlar için de) yeni bir dönem başlayabilir. En büyük şansı, "halkın gücü"nün onun yanında yer almasıdır.


Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr