Dünya sanki 21. yüzyıla girmiyor; ortaçağa dönüyor!..
Yılın son haftasında, ilginç bir rastlantı sonucu, üç büyük dine mensup insanlar bayramlarını aynı zamanda (Müsülmanlar Ramazan'ı, Hıristiyanlar Noel'i ve Museviler Hanuka'yı) kutlarken, yeryüzünün çeşitli yerlerinde adeta eski din savaşlarını andıran çatışmalar cereyan ediyor.
Oysa günümüzde insanların - hangi dine, ırka ve kültüre sahip olurlarsa olsunlar - birbirleriyle uyum içinde, kardeşçe yaşamaları ve daha huzurlu ve rahat bir dünya için birlikte çalışmaları beklenirdi.
Ne yazık ki, bu idealin etrafında birleşmesi gereken insanlar, bugün din bahanesi ile birbirlerine karşı cephe alıyorlar. Dünyayı sevgi ve hoşgörü yerine, nefret ve düşmanlık dalgası kaplıyor.
Yeni yılın eşiğinde patlak veren şiddet olayları, öylesine karanlık bir tablo sergiliyor.
* * *
HAZRETİ İsa'nın doğduğu Betüllayim (Betlehem) kentinde Noel ayini ve kutlamaları, genelde Hıristiyanlık dünyası için yılın en önemli dini olayıdır.
Bu yıl, bölgede yaşanan kanlı olaylar ve devam eden gerginlik yüzünden, Betüllayim yakın tarihin "en sönük Noel"ine sahne oldu. Muhabirlere göre, askeri barikatlarla çevrili kentin sokakları boştu; her yıl buralara on binlerce Hıristiyan turist gelirken, bu kez pek yabancı yoktu. Gece yarısı ayini hüzün içinde yapıldı. Yıkılmış binalar ve mermi izi taşıyan duvarlar ve üç ayda çatışmalarda can veren 300 küsur kişinin anısı, "Neşeli Noel"i bu yıl kasvet verici bir olay haline getirdi...
Üç dinin de kutsal saydığı topraklarda son aylarda olanlar, ne yazık ki, bölgede nefret ve intikam duygularını kamçılamış bulunuyor. Böyle bir zamanda (örneğin Saddam Hüseyin'in yaptığı gibi) cihad veya savaş çağrılarına değil, (Noel gecesi Vatikan'da Papa'nın yaptığı gibi) barış dualarına ve sağduyu çağrılarına ihtiyaç var...
* * *
GÜNÜMÜZDE din farkı nedeni ile girişilen kavgaların bir örneğini de Endonezya veriyor. Bu 210 milyon nüfuslu ülkede Müslüman - Hıristiyan çatışmasının Noel'i de bir vesile olarak kullanması, üzücüdür.
Bazı militan grupların ayin gecesi Cakarta ve diğer kentlerdeki kiliselere saldırması, 2 yılda 5 bin kişinin yaşamına mal olan bu din kavgasının vahametini bir kez daha gözlerin önüne serdi. Şimdi azınlıktaki Hıristiyanların da Müslümanlara karşı misillemede bulunmasından korkuluyor.
Bu arada Cezayir'den gelen haberler de, hala bu çağda sadece farklı dinler arasında değil, "aynı din uğruna" girişilen eylemlerin dehşet verici bir örneğini veriyor.
Aşırı dinci militanların Ramazan içindeki vahşi saldırıları aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 200 kadar kişinin hayatına mal oldu.
Oysa, Başkan Buteflika, dinci kesimle uzlaşmayı sağlamak için bu yılın başlarında bir kısmi af da çıkartmıştı. Hatta bu nedenle ordunun eleştirilerine de hedef olmuştu. Şimdi Buteflika'nın deyişi ile "toplumsal anlaşma" şansı suya düşmüş görünüyor...
* * *
ÖYLESİNE karanlık bir ortamda Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in üç dini bayram nedeni ile yayımladığı mesaj, büyük önem ve anlam taşıyor.
Ramazan, Noel ve Hanuka'nın aynı zamana rastlamasının "bize ayrı bir sevinç verdiğini" belirten Sezer'in şu sözleri ibret vericidir: "Bayramlar toplumların birlik ve bütünlüklerini pekiştirmelerine ve geleceğe daha güvenli bakmalarına olanak veren güzel günlerdir... Bu kutsal günlerin özellikle bölgemizde barış içinde daha aydınlık günlere ulaşılması yönündeki çabaları kolaylaştıracağına inanıyorum."
Bu inancın gerçekleşmesi, hepimizin dileğidir.