İLK bakışta konu doğrudan askeri bir nitelik taşımıyor gibi görünebilir. Ama “enerji güvenliği” sorunu bugün bütün dünyayı yakından ilgilendiren, çok boyutlu bir tartışma konusu.
Harp Akademileri dün bu konuyu İstanbul’daki tesislerine taşımakla, Türkiye ve dünya meselelerine geniş bakış açısının yeni bir örneğini verdi.
Harp Akademileri Komutanlığının “Stratejik Araştırmalar Enstitüsü”nün (SAREN) düzenlediği “Enerji Güvenliğinde Ortak Çözüm Arayışları” başlıklı 2 günlük Sempozyum, Rusya’dan, Azerbaycan’a, ABD’den Mısır’a kadar dünyanın çeşitli ülkelerinden birçok üst düzey yetkiliyi ve uzmanı bir araya getiriyor.
Harp Akademileri Komutanı Hava Orgenerali Hasan Aksay bu Sempozyumu düzenlemenin amacını açıklarken, günümüzde güvenlik kavramının değişmiş olduğunu, enerji sorununun da artık güvenlikle ilintili olduğunu belirtti. Komutan, enerji güvenliği sorunu ile şimdiden mücadele etmek için, sivil ile askerin beraber çalışması gerektiğini de vurguladı.
Org. Aksay aslında konuşmasında, Türk ve yabancı konuşmacıların daha sonra etraflıca işlediği enerji güvenliği sorununun çeşitli boyutlarını ortaya koydu. Bugün dünya ülkelerinin çoğu, enerji alanında belirli ölçüde dışa bağımlı durumdalar. Bu; bir takım riskler yaratıyor. Dolayısıyla “iyi bir risk idaresi” ve kaynakların “çeşitlendirilmesi” gerekiyor.
Enerji diplomasisi
KONUŞMACILAR bunun nasıl olması gerektiği konusunda çeşitli görüşler ortaya attılar. Enerji Bakanı Hilmi Güler, enerji ile ekonomi ve dış politika arasında sıkı bir ilinti bulunduğunu belirtti. Bakanın deyişiyle bugün enerjiyi bir silah veya baskı aracı olarak kullananlar var. Dolayısıyla bir “enerji diplomasisi” yürütmek gerekiyor.
Konuşmacıların üzerinde durduğu başlıca konu, enerji güvenliği riskleri karşısında, ülkelerin kendilerini korumak için, hem enerji kaynaklarını çeşitlendirmeleri, hem de yabancı ülkelere olan bağımlılığı azaltmaları gerektiğidir. Bu bağlamda, Rusya’nın Ukrayna’ya gaz sevkiyatını zaman zaman kesmesi bir örnek olarak verildi.
Enerji güvenliği konusunda NATO’nun geliştirdiği stratejiyi Genel Sekreter yardımcısı Aurelia Bouchez, ittifakın 60, yıldönümü münasebetiyle Strasbourg’da yayınlanan belgedeki ifadelerle anlattı. Gerçekten enerji güvenliği, artık klasik askeri amaçlarının ötesinde faaliyette bulunan NATO’nun üstlendiği yeni sorumluluklar arasında yer alıyor. Örneğin Somali açıklarında korsanlık olayları ile mücadele gibi...
“Nabucco”nun geleceği
ENERJİ kaynaklarının, özellikle Batı’daki büyük tüketici ülkelere nakli konusunda, konuşmacılar Türkiye’nin rolüne değindiler. Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı bunun başarılı bir örneği...
Ancak Türkiye’nin şimdi önemsediği daha da iddialı bir proje var: Nabucco... Yani Hazar’dan Orta Avrupa’ya kadar doğal gaz nakledecek olan yeni bir güzergah... Bu yol, Avrupa’nın Rusya’ya bağımlılığını azaltacak, Batı için bir alternatif oluşturacak.
Son zamanlarda bu projeden çok bahsedildi, bu arada gerçekleşme olasılığının da zayıf olduğu da söylendi veya yazıldı.
Enerji Bakanı Hilmi Güler dün bu söylentilerin aksine, umut verici bir tablo çizdi. “Bu proje üzerinde zamana karşı yarışıyoruz, çok zorluyoruz” dedi ve şu kesin ifadeyi kullandı: “Projeyi gerçekleştirmek kararındayız. Bunun için gücümüz, kapasitemiz var...”
Çeşitli ülkelerin ve kurumların temsilcileri “Nabucco”yu bir alternatif olarak görüyor ve gerçekleşmesini istiyor. Ancak yeterli gaz kaynakları bulunabilecek mi? üretici ülkeler işbirliğine yanaşacak mı? Büyük şirketler finansmanı sağlayabilecek mi? Zorluklar çok... Ama Bakü-Tiflis-Ceyhan hattı proje aşamasında iken de çok zorluk yok muydu?...