Türkiye böylece yeni bir Ortadoğu inisiyatifinde ilk adımı atıyordu. Amaç, Gazze'nin Erez mevkiinde üçlü işbirliğiyle bir organize sanayi bölgesinin kurulması projesini gerçekleştirmekti.Proje daha sonra haziranda Kudüs'te yapılan ikinci "Forum" toplantısı ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun yürüttüğü yoğun çalışmalar sonunda, biraz daha olgunlaştı... Ve nihayet Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün dün başlayan Filistin-İsrail ziyaretiyle proje uygulama aşamasına girdi.* * *GÜL'ün dün Ramallah'ta Filistin Dışişleri Bakanı Nasr el Kıdva ile imzaladığı ve bugün Kudüs'te İsrailli meslektaşı Silvan Şalomile imzalayacağı Mutabakat Protokolü, sıradan bir ekonomik işbirliği anlaşması değil. Bu, aynı zamanda bir siyasal yakınlaşma girişimidir. Bu bağlamda Türk yetkililer, "Erez projesi"ni, "Barış İçin Sanayi" olarak nitelendirmekte haklılar...Temelde proje, Erez'de bir "Filistin Serbest Sanayi Bölgesi" kurmayı öngörüyor. Yaklaşık 50 milyon dolara mal olacak bu proje sayesinde, bu bölgede sanayi tesisleri kurulacak ve 7-8 bin Filistinliye iş sağlanacak. Projenin yaşama geçirilmesinde Türk ve İsrail firmaları Filistinlilerle birlikte çalışacak. Üretilen mallar gümrüksüz olarak ABD, AB ve Arap ülkelerine ihraç edilecek. Yabancı şirketlerin de buralara yatırım yapmasına çalışılacak...Salt ekonomik açıdan bakıldığında, bu projenin hedefi, Gazze'de iş olanakları yaratmak, halkın yaşam koşullarını iyileştirmek ve Filistin'in dünya ekonomisiyle bütünleşmesine yardımcı olmaktır.Bu, kendi başına isabetli ve yararlı bir girişim. Ancak "Ankara Forum"un öngördüğü süreç, daha kapsamlı ve iddialı. Amaç aynı zamanda iki ulus arasında güven ortamını yaratmak ve böylece barış ve istikrara katkıda bulunmaktır. Bu bakımdan, imzalanan anlaşma bölgede barışın henüz kurulamadığı, uyuşmazlıkların sürdüğü bir ortamda dahi, bir işbirliği örneği veya modeli oluşturuyor...* * *DIŞİŞLERİ Bakanı Gül'ün bu imza törenleri için gerçekleştirdiği Filistin-İsrail ziyareti, zamanlama olarak da isabetli. Filistinliler üç hafta sonra yeni meclisi seçmek için sandık başına gidiyorlar. İsrail'de de seçimler martta yapılacak.Gül'ün gerek Filistinli, gerekse İsrailli yetkililerle görüşmeleri, iki tarafa da siyasal alanda uzlaşma yönünde bazı mesajlar vermesi olanağını sağlıyor.Bakan'ın dün Ramallah'ta belirttiği gibi, Türkiye Filistin devletinin kurulmasına daha başından beri destek veriyor ve şimdi ekonomik olarak da "Filistin halkının kendi ayakları üzerinde durması"na yardımcı olmaya çalışıyor.Türkiye'nin Filistin Sanayi Bölgesi'yle ilgili girişimi, bölgede gerek ekonomik, gerekse siyasal alanda oynayabileceği rolü ortaya koyuyor. Bu projenin başarıyla uygulanması, İsrail ile Filistin arasında barışa götürebilecek yan yolların da bulunduğunu gösterecektir. skohen@milliyet.com.tr GEÇEN nisan ayında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Ankara'da, Türk, İsrail ve Filistin iş çevrelerinin üst düzey temsilcilerini bir araya getirdiği zaman, çok kimse şaşırmıştı. TOBB'un ev sahipliği yaptığı toplantıda, İsrail İmalatçılar Birliği'nin ve Filistin Odalar Birliği'nin başkanları, ilk kez aynı masada yan yana oturup, geleceğe yönelik işbirliği projelerini ele alıyorlardı. Oturdukları masada kendi bayrakları dalgalanıyordu. "Ankara Forumu" adı verilen bu tarihi toplantı, TV ekranlarına yansıyordu...