Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Başbakan Ecevit'in Hindistan ziyareti, Türkiye'nin bu önemli ülke ile ilişkilerinin gelişmesi için olduğu kadar, "Hint modeli"nin daha yakından gözlenmesi için de bir fırsat oluşturuyor.
       Dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi (nüfusu yaklaşık bir milyar) olan Hindistan, gerek hızla gelişen ekonomisi ve teknolojisi, gerekse uluslarararı ilişkilerde oynadığı aktif rol nedeni ile, Ankara'da giderek artan bir ilgi görüyor.
       Geçmiş yıllarda Pakistan'la olan "kardeşlik ilişkileri", her nedense Yeni Delhi'ye karşı mesafeli davranılmasına yol açmıştır. Ancak son yıllarda Türk diplomasisinin İslamabad'a gösterilen yakınlığın, Hindistan ile ilişkilerin gelişmesine engel olmaması gerektiği sonucuna varması isabetli olmuştur.
       Son zamanlarda iki ülke arasında görülen yakınlık, Hindistan'ı gençliğinden beri hayranlıkla izleyen Başbakan Ecevit'in bu ziyareti ile, mutlaka yeni bir ivme kazanacaktır.
       Ecevit, Delhi'deki temasları sırasında, Hintlilerden göreceği sıcak ilginin yanı sıra, Türkiye'nin bu ülke ile "yapabileceği çok iş" olduğunu da sezecektir. Ticaretten ortak girişimlere, teknolojiden kültüre kadar...
       Açıkçası bu alanlarda ilişkilerin şimdiki durumu, oldukça zayıf. Ticaret hacmi çok daha fazla büyütülebilir, teknoloji alanlarında sıkı işbirliği kurulabilir. Bugün Hindistan dünyanın bir numaralı "software" üreticisi. Uzay ve atom teknolojisinde iddialı. Türk ve Hint girişimcilerinin ortaklaşa yapabilecekleri çok şey var...
       * * *
       ECEVİT'in ziyareti, Hindistan'ın bazı özelliklerinin daha yakından gözlenmesi için, iyi bir vesile oluşturuyor.
       Nedir bu özellikler?
       Hindistan demokrasi için teoride gerekli sayılan koşulların çoğuna sahip olmadığı halde, çoğulcu özgürlükçü düzeni yaşatabiliyor. 3.2 milyon metrekarelik ülkede, 26 eyalet ve 6 bölge var. Resmi dillerin sayısı (ortak dil olan İngilizce dahil) 17. Halkın üçte ikisi fukaralık çizgisinin altında. Nüfusun yarısı da okuma yazma bilmiyor. Bu olumsuz koşullara rağme, Hindistan (komşusu Pakistan'ın aksine) demokrasiyi başarı ile yürütebiliyor.
       Bu nasıl oluyor?
      
Hindistan kuruluşundan beri sivil kadrolar tarafından yönetilmiş, ordu politikanın dışında kalmıştır... Hint toplumunun kültüründe ve yaşamında hoşgörü ve uzlaşma zihniyeti hakimdir... Hindistan'da eskiden beri yerel yönetim sistemi yürürlüktedir... Modern Hindistan, çok dinli nüfus yapısı nedeni ile, laikliği benimsemiştir... En önemlisi, Hint politikacılarında ve yöneticilerinde olduğu kadar halkta da demokrasi inancı ve onu yaşatma iradesi tamdır...
       O kadar ki, zaman zaman şiddet olayları, dinci akımlar veya milliyetçi ya da ayrılıkçı eğilimler görülse bile, Hindistan bu sorunları gene çoğulcu sistem ve ifade serbesti içinde çözme yolunu tercih etmektedir...
       * * *
       HİNDİSTAN'ın bir yandan çok ırklı, çok dilli, çok dinli, çok kültürlü yapısını koruyarak demokrasiyi yaşatırken, diğer yandan tarımdan teknolojiye kadar çeşitli alanlarda kalkınma hızını sürdürebilmesi, gerçekten bir başarıdır. Hindistan uluslararası toplumdaki saygın konumunu ve etkinliğini buna borçludur.
       Türkiye'nin Hindistan örneğinden, çıkarabileceği önemli sonuçlar vardır. Ecevit kısa ziyaretinde kuşkusuz Hindistan'ın bu özellikleri üzerinde bazı izlenimler edinecektir. Bu, Türkiye'de "Hint modeli"nin bundan böyle derinliğine etüd edilmesine yol açmalıdır...




Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr