Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

HİNDİSTAN'ın işleyen bir demokrasisi, kalkınan bir ekonomisi, gelişen bir teknolojisi var. Ama bugünlerde her şey iyi gitmiyor. Kronik sıkıntıları yanında ciddi, siyasal, ekonomik ve sosyal rahatsızlıkları var. Bunların bir kısmı kendi bünyesinden, bir kısmı da dış etkenlerden kaynaklanıyor.
Hindistan'ın en önemli özelliklerinden biri, daha önce de belirttiğimiz gibi, çeşitli ırk, din, dil, bölge ve sınıf farklarına rağmen, 970 milyon insanı, toprak bütünlüğü ve ulusal birlik içinde bir arada yaşatabilmesidir. Ancak bazı yeni faktörler, bu yapıyı ve son yıllarda kaydedilen ilerlemeleri tehdit ediyor.
Hindistan bugün bir yandan milliyetçi ve dinci akımlar, diğer yandan yolsuzluklar, skandallar ve dünyayı saran ekonomik krizin etkileri ile karşı karşıya bulunuyor.
* * *
BU yılın başlarında Hindistan'da önemli bir iktidar değişikliği oldu. Nehru'nun ve Gandi'lerin sosyalist eğilimli Kongre Partisi yenilgiye uğradı ve bu kez kısaca BJP diye bilinen milliyetçi ve tutucu bir parti birinci duruma geldi. BJP irili ufaklı, sağlı sollu, 17 diğer partiyi yanına alarak yönetimi ele aldı.
Hindistan şimdi tam 18 partili bir koalisyon hükümetinin idaresinde. Bu, dünya çapında bir rekor!..
Dahası var: 72 yaşındaki Başbakan Atal Bihari Vajpaye'nin yönetimindeki bu geniş koalisyon, bir azınlık hükümeti! Yani Parlamento'daki diğer bazı küçük grupların desteği ile ayakta kalıyor.
Bu ne kadar sürer? Belli değil. Vajpaye şimdilik işi sürdürüyor. Önemli olan, "devlet politikası"nı, hassas dengeleri dikkate alarak yürütebilmek. Veya daha doğrusu, Hindistan'ın temel ilkelerini iç siyasete kurban etmeden ülkeyi yönetebilmek...
Bu çok zor bir iş. Zorluğun en önemli kaynağı da, bizzat BJP. Bu parti milliyetçi, ülkücü, disiplinli bir örgütün (RSS) siyasi kanadı olarak ortaya çıkmıştır. Yani tabanında militan bir kütle vardır.
BJP, parti olarak, RSS'nin ideallerini benimsemiştir: Amaç, Hindistan'ı bir "Hindu Devleti"ne çevirmek. Sloganları "tek ulus, tek kültür" ve "önce Hindistan" ("Suadeşi")... BJP'nin seçim bildirgesi bu ideolojiyi yansıtıyor.
Kuşkusuz BJP'nin ideolojisi, başta Müslümanlar olmak üzere diğer din, ırk ve inançlardan gelen Hintlileri kaygılandırıyor. 1992'de Hindu fanatiklerinin Ayodhya'da bir Hindu mabedi kurmak amacı ile bir camiyi yıkmaları ve Müslümanlarla kanlı çatışmalara girişmeleri unutulmuş değil.
Ne var ki, BJP iktidara geldikten sonra, tavrını değiştirdi. Vajpaye her fırsatta Müslümanlara elini uzatmaya özen gösteriyor. BJP'nin aşırı milliyetçi ve tutucu eğilimini kontrol altında tutmaya çalışıyor. Ama unutulmamalı ki, taban aynı taban. Bu, bazı eyaletlerde BJP ağırlıklı yerel yönetimlerin davranışlarından da açıkça belli oluyor.
Vajpaye hükümetinin iktidarda kalma şansı nedir? Hindu milliyetçiliği giderek yüzeye çıkacak mı? Bu, Hindistan'ın çoğulcu ve laik düzenini sarsabilir mi?
Resmi ağızlar böyle bir tehlike görmüyor. Ama Hindistan özgür bir ülke. Aksini söyleyen ve yazan da çok...
* * *
HİNDİSTAN bugünlerde dünyayı saran mali krizden pek etkilenmişe benzemiyor.
Hükümetin ekonomik danışmanı Dr. Arvind Virmani bize bunun nedenlerini şöyle açıkladı: Hint ekonomisi, Çin de dahil diğer Asya ekonomilerinden daha kapalı olduğu için, şoktan daha az etkilendi. (Hindistan'da yabancı sermaye nispeten az. Dış ticareti de kendi cüssesine oranla düşük)... Ayrıca Hindistan, dışardan az borç aldı (IMF ile anlaşması da yok)... Döviz rezervleri iyi (26 milyar dolar)... Ulusal para rupi, konvertibilite konusundaki ihtiyatlı tutum sonucunda, değerini koruyabildi...
Bununla beraber, bir düşünce kuruluşunun başında bulunan ekonomist Dr. Nagesh Kumar'ın deyişi ile, Hindistan da ekonomik fırtınanın tamamen dışında kalamıyor. Dış satımı etkileniyor. Kalkınma hızı bu yıl yüzde 5'lere düşebilir. Ama, Hindistan'ın bu badireyi de diğerlerinden daha az zararla atlatacağı umudu hakim...
Yani "Hint fili"nin "Asya kaplanı"ndan daha sağlam çıkması şansı oldukça yüksek görünüyor...


Yazara E-Posta: s.kohen@milliyet.com.tr