ÜRDÜN'ü, hatta Ortadoğu'yu, Kral Hüseyin'siz düşünmek zor.Sadece 46 yıl gibi uzun bir zaman tahtta kaldığı için değil. Ülkesinde ve bölgede önemli bütün olaylarda belirleyici bir rol oynadığı için...
Kendisine - kısa boyu nedeni ile -
"Küçük Kral" derlerdi. Ama aslında - yüksek yetenekleri nedeni ile -
"Büyük Kral"dı o...
* Gerçek bir liderdi. Sadece yönetmiyor, aynı zamanda yönlendiriyordu.
* Vizyon sahibi idi. Barış, huzur ve refah içinde yaşayan bir Ürdün ve bir Ortadoğu düşlüyordu.
* Cesurdu. Doğru saydığı misyonları üstlenmekten ve bu hedefe doğru kararlılıkla yürümekten çekinmiyordu. Bu nedenle ona karşı çıkanlar, hatta onu ortadan kaldırmaya kalkışanlar oldu. Ama onu hiçbir şey yıldırmadı.
* Gerçekçi idi. Ürdün'ün ve bölgenin gerçek çıkarlarının ne olduğunu iyi biliyordu. İç ve dış barışın sağlanması için inisiyatifi ele alıyor ve pragmatik davranıyordu.
* Popülerdi. Arap dünyasındaki diğer kralların veya despot başkanların aksine, ülkesinin geniş halk kitlelerinin - zengin veya fakir, dinci veya laik, sivil veya asker - sevgisini kazanmıştı.
* İtibarlı idi. Ortadoğu sorunlarının çözümü, uyuşmazlıkların giderilmesi için harcadığı çabalar nedeni ile, dünya çapında prestij kazanmıştı.
Bütün bu niteliklere sahip olan "Küçük Kral", gerçekte "siyasi bir dev" idi.
Onsuz Ürdün ve Ortadoğu, büyük bir boşluk hissedecek...
* * *
HER zaman rasyonel hareket eden Kral Hüseyin'in ölümü öncesinde yaptığı işlerden biri, yönetimdeki geçişin olaysız ve sarsıntısız gerçekleşmesi için, oğlu Abdullah'ı halefi ilan etmek oldu.
Böylece Hüseyin, tahtı ve siyasi mirasını gözü arkada kalmadan, varisine nakletmiş bulunuyor.
Yeni Kral bu mirası aynen koruyabilecek ve babasının izinden gidecek mi?
Büyük olasılıkla evet.
37 yaşındaki Abdullah'ın devlet deneyimi pek yok. (Kral'ın kardeşi Veliaht Prens Hasan gibi değil)... Askeri kariyerden geldiği ve politikada ön safta yer almadığı için, çeşitli siyasal konularda görüşleri de pek bilinmiyor.
Ama Abdullah'ın devlete mal olmuş olan babasının politikalarına sahip çıkacağı ve aynen onları uygulayacağı tahmin ediliyor.
* Ortadoğu barış süreci konusunda Abdullah, aynı desteği verecek. Bu konudaki görüşünü daha önce de bazı fırsatlarda ifade etmişti.
* İsrail ile ilişkileri de eskisi gibi sürdürmek isteyeceği açık. Bu da Ürdün'ün ulusal politikası haline geldi. İsrail yetkililerinin inancı da bu.
* Filistin konusunda daha büyük duyarlılık gösterecek. Eşinin Filistinli olmasının da bunda etkisi olabilir. Ürdün nüfusunun yarısından fazlasını oluşturan Filistinlilerin Abdullah'a sempatisi var.
* ABD ile işbirliği, yeni liderin sürdüreceği temel politikalardan biri. On gün önce Amman'a giden ABD Dışişleri Bakanı Albright da bu güvenceyi almış bulunuyor.
* İçerde, Abdullah'ın karşılaşacağı başlıca sorunlar, ekonominin durumu ve İslamcı radikallerin faaliyetidir. Müstakbel Kral'ın bu konularda pek deneyimi yok; ama çevresinin desteği ile babasının politikalarını sürdürmeye çalışacak.
* * *
KUŞKUSUZ Abdullah'ın bu yeni dönemde devamlılığı ve istikrarı sağlaması, Ürdün için olduğu kadar, bölge için de çok önemli. Belki Hüseyin'in vizyonu, girişimciliği ve karizması eksik olacak ve bu boşluk hissedilecek, ama başta Abdullah'ın aynı politikaları sarsıntısız sürdürmesi ve dengeleri bozabilecek herhangi bir sapmaya veya sarsıntıya neden olmaması dahi, bir başarı sayılacaktır.
* Türkiye Kral Hüseyin'in yokluğunu en çok hissedecek ülkeler arasındadır. Onunla Türk liderleri (ve özellikle Demirel) arasında bir "kardeşlik" ilişkisi kurulmuştu. Ve bu, iki ülke arasındaki bağlara da yansıyordu... Müstakbel Kral'ın farklı hareket etmesi ve bu konuda en ufak bir kuşkunun duyulması için bir neden yoktur...
Yazara E-Posta: s.kohen@milliyet.com.tr