Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yaptığı “özür telefonu”ndan sonra, Türk-İsrail ilişkilerinin normalleşme sürecine girmesi, zaman alacak gibi görünüyor.
Başbakan Erdoğan son konuşmalarında, “normalleşme uygulama gerçekleştiği anda olur” demek suretiyle bunun işaretini verdi. Ancak “açık, net konuştuğunu” belirten Erdoğan, uygulamanın özellikle hangi konuları ve hangi aşamaları kapsayacağına bir açıklık getirmedi.
Türkiye’nin koştuğu üç şarttan birincisi, yani özür, metinlerde de ifade edildiği şekli ile, kabul edildi. Yani bu konuda yapılacak başka bir işlem yok.
İkinci şart, tazminat ile ilgili. İsrail şehit ailelerine tazminat ödemeyi taahhüt etti. İki tarafın da yayınladığı metne göre, Erdoğan ve Netanyahu bu konuda “bir anlaşma yapmak” konusunda mutabık kaldılar. Kuşkusuz bunun üzerinde çalışılması, meblağ başta olmak üzere birçok teknik konuların görüşülmesi gerek.
İlişkilerin normalleşmesi, yani ilk adım olarak karşılıklı büyükelçilerin tayini, tazminatla ilgili çalışmaların hangi safhasında gerçekleşecek? “Uygulama” derken, tazminatın ödenmesine başlanması mı kastediliyor?
***
Bu süreçte asıl önemli olan konu, “Gazze ablukası”na ilişkin şarttır.
Başbakan ve diğer yetkililer, ilişkilerin normalleşmesi için İsrail’in Gazze ablukasına son vermesi gerektiğini söylüyorlar.
Türk ve İsrail Başbakanlık ofislerinden yapılan açıklamalarda abluka, hatta ambargo terimleri kullanılmıyor ve aynen şu ifadeler kullanılıyor: “Başbakan Netanyahu İsrail’in sivil halkın kullanacağı malların Gazze dahil Filistin topraklarına girişine ilişkin kısıtlamaların esas itibariyle kalktığını ve sükunet devam ettikçe bu durumun devam edeceğini ifade etmiştir. İki lider, Filistin topraklarındaki insani durumun iyileştirilmesi için birlikte çalışmak konusunda mutabık kalmıştır”...
Gene Başbakan’ın son konuşmalarının ışığında şu sorular akla geliyor: İlişkilerin normalleşmesi için şimdi şart koşulan “uygulamanın gerçekleşmesi” Gazze “ablukası”nın kaldırılmasını mı öngörüyor? Yoksa, sözü edilen ortak çalışmaların başlaması mı esas alınacak?
***
Genelde mutabakatla ilgili metinlerdeki ifadeler, tarafların kendi görüşlerini de haklı gösterebilecekleri biçimde kaleme alınır. Bu olayda da kullanılan ifadeler, prensipte iki tarafça kabul görmüştür. Ancak buna rağmen, Gazze konusundaki temel tutumları birbirinden çok farklıdır.
Başbakan’ın ve Dışişleri Bakanı’nın son demeçleri, Türk tarafının mutabakat metinlerinde yer alan muğlak ifadelerin ötesinde, ambargonun veya ablukanın tamamen kaldırılmasını istediği ve bunu da ilişkilerin düzeltilmesinde belirleyici bir faktör olarak gördüğünü ortaya koyuyor.
***
Geçen cuma günü Başkan Obama’nın da zorlamasıyla gerçekleşen mutabakat, bozuk Türk-İsrail ilişkilerinin bir “tamir süreci”ne girmesi için fırsat yaratmıştır.
İki ülkeyi yeni bir başlangıç için anlaşmaya iten önemli stratejik çıkarlar var. Ancak bazı temel konularda görüş farklılıklarının yarattığı zorluklar da ortada. Bu nedenle tamir süreci pek kolay olmayacak...