Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sami KOHEN

TÜRKİYE'deki insan hakları sorunu, öteden beri bazı ülkeler ve kuruluşlar tarafından, olumsuz kararlar ve uygulamalar için bir gerekçe - veya bahane - olarak kullanılır.
ABD'den AB'ye kadar bu tür önlemlere başvuranların sayısı az değil. Özellikle Avrupa Parlamentosu - önceki gün tekrar görüldüğü gibi - bu yöntemi sık sık uyguluyor.
Aynı gerekçeyi kullanarak Türkiye'ye karşı bir tavır sergileyenlerden biri de, Güney Afrika Cumhuriyeti'dir.
Bu ülke, 1995'te Türkiye'nin bir askeri helikopter siparişini geri çevirmişti. Gerekçe, diğer bazı ülkelerinkinin hemen hemen aynı: Ağırlık insan hakları ihlalleri üzerinde... Irk ayırımı politikasından yeni kurtulan bu ülkenin, silah satışında, insan haklarını bir kriter olarak kullanması, anlamlı...
Eğer Güney Afrika hükümetinin "Silah Kontrol Komitesi" Türkiye'ye karşı bir nevi "ambargo" niteliğini taşıyan bu kararını vermeseydi, Türkiye "Rooivalk" helikopterlerinin yanı sıra, bu ülkeden başka savunma araçları da alacaktı.
Pretorya yönetimi, geçen Şubat'ta bu kararını tekrar gözden geçirdi ve Türkiye'ye silah satış yasağını kaldırdı. Fakat bu kez, Ankara, Güney Afrika'yı "silah siparişi verilmeyecek ülkeleri" kapsayan "kırmızı liste"de tuttu. Hala da tutmaya devam ediyor...
* * *
GÜNEY Afrika'dan ilk kez yüksek düzeyde bir yetkili, Dışişleri Müsteşar Yardımcısı T.D. Mafole, bu hafta Türkiye'ye geldi ve Türk yetkilileri ile görüşmeler yaptı. Görüşmelerin ilginç yanı, iki tarafın da "silah satışı sorunu"nu gündeme getirmemiş olmasıdır. Nitekim görüşmeler daha çok iki ülke arasında siyasi yakınlaşma, ekonomik işbirliği, kültürel değiş - tokuş gibi konular üzerinde cereyan etti.
Dün "Milliyet"te bizi ziyaret eden Mafole, iki ülke arasındaki ilişkilerde - silah satışı kısıtlaması gibi olumsuz değil - "pozitif ve yapıcı konular"a ağırlık verilmesi gerektiğini söyledi.
Örneğin, halen 315 milyon doları bulan ticaret hacmini arttırmak için büyük potansiyel var. Türkiye kendi ülkesi aracılığı ile kara Afrika'ya, Güney Afrika da Türkiye aracılığı ile Orta Asya'ya açılabilir. Bu ay Johannesburg'daki Ticaret Fuarı'na ilk kez 18 Türk firması katılıyor. Aynı zamanda 24 kişilik bir Türk işadamları heyeti bu ülkeye gidecek. İki ülke arasında bir dizi ekonomik ve kültürel anlaşma hazırlanıyor. Turizm ve direkt ulaşım iyi gelişiyor...
Ya silah satışı işi ne oluyor? Mafole, kısıtlamaların geçen Şubat'ta kaldırıldığını hatırlattıktan sonra "Türkiye'den gelecek her yeni başvuru, objektif kriterlerimize göre değerlendirilecektir" diyor. Yani bu değerlendirmeden olumlu bir karar çıkabilir. Ama aksi de olabilir. O zaman ilişkilere gene gölge düşebilir. Bu nedenle Türkiye bu konuya hiç değinmiyor ve "kırmızı liste"de değişiklik yapmıyor. Yani insan haklarına sık sık endekse edilen silah alımı konusunu, gelişen ilişkiler çerçevesinden çıkarıyor.
Doğrusu da budur. Yoksa kızıp yararlı olabilecek diğer ilişki ve işbirliği yollarını tıkamaya gerek yok. Bu yapılırsa, karşı tarafa "ders vermek" uğruna
(ne kadar ders olacağı da tartışılır) Türkiye bundan zarar görür...
* * *
İNSAN hakları konusunu temcid pilavı gibi kullanan Avrupa Parlamentosu bir kez daha Türkiye'ye ayrılan 60 milyon dolarlık mali desteği askıya aldı.
Aslında bu kuruluşta yer alan çeşitli Avrupa ülkelerine mensup parlamenterlerin büyük kısmının Türkiye konusunda fazla bilgisi yok. Bunları kolaylıkla peşinden sürükleyenler arasında Yunan lobicileri, Kürt sempatizanları var. Ama Türkiye'nin insan hakları sicili ile daha yakından ve içten ilgilenenler de yok değil. Yani hepsini bir potaya koyup, kötü niyet ve önyargı ile suçlamak doğru olmaz.
Ancak Türkiye'yi bu şekilde "cezalandırmak" da büyük bir haksızlık olmuyor mu? Sözü geçen 60 milyon dolar, Türkiye'yi ihya etmez; olmasa da batırmaz. Bunun sembolik bir anlamı var.
Evet, insan hakları konusunda Türkiye'nin eksikleri var. Ama bu alanda büyük çaba da var. Kuşkusuz Türkiye'ye karşı çıkanları susturmanın en iyi yolu bizim bu sicili düzeltmemizdir. Ama bu süreç içinde, onların da anlayış göstermesini ve üstümüze gelmemesini beklemek de hakkımız değil mi?

Yazara EmailS.Kohen@milliyet.com.tr