Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



IRAK'ta Geçici Hükümet Konseyi, "geçici yönetim yasası" adını taşıyan "geçici" anayasa taslağını, günlerce süren hararetli tartışmalardan sonra nihayet kabul etti. Bir şekilde daha "kalıcı" görünen Irak'taki Amerikan işgal yönetiminin hazırladığı bu metnin yarın Paul Bremer tarafından imzalanması ve yeni seçimlerin yapılacağı 2005 yılının başına kadar geçerli olması bekleniyor.
Yirmi beş üyeli Geçici Hükümet Konseyi'nin 63 maddelik bu anayasa taslağı üzerinde mutabık kalması hiç de kolay olmadı. Şii, Sünni, Arap, Kürt gibi çeşitli etnik ve dinsel gruplardan oluşan Konsey'de, gerçekten her kafadan bir ses çıktı. Özellikle yeni düzende İslamın rolü ve federal sistem içinde bölgesel özerkliğin dozajı, bütün bu grupları karşı karşıya getirdi.
Nihayet Paul Bremer'in de bastırması ile, bir orta yol bulundu ve uzlaşma sağlandı.
***
DİKENLİ sorunlardan biri olan İslamın rolü konusunda, Konsey'in özellikle Şii kesiminden gelen talep, anayasanın düpedüz şeriatı öngörmesi yönünde idi. Buna diğer kesimler ve Paul Bremer karşı çıktı. Sonunda uzlaşıcı bir formül bulundu: İslam, yasaların temel kaynaklarından "biri" olacak. Yani ülkenin resmi dini İslam olmakla beraber, siyasal düzen tamamen dine dayalı olmayacak...
Bu durumda, Irak'ta genel anlamı ile laiklik hüküm sürmeyecek, ama şeriatçı bir düzen de kurulmayacak...
***
KÜRTLER, bu yeni anayasa ile, isteklerinin önemli bir kısmını sağlamış bulunuyorlar.
Irak Savaşı sırasında ABD'ye destek veren Kürtler daha baştan, bu katkılarının mükafatını alacakları beklentisi ile, taleplerini azami düzeyde tuttular. Konsey'deki tartışmalarda ve ABD ile temaslarında, şu temel isteklerini gündeme getirdiler: 1) Kuzey Irak'ta şimdikinden daha geniş topraklar üzerinde, ileri derecede bir özerklik. 2) Kerkük'ün "Kürt kimliği"nin tanınması. 3) Petrol ve doğal kaynaklar üzerinde geniş kontrol. 4) Peşmergelerin bölgesel bir askeri güç olarak varlıklarını sürdürmesi...
Amerikan yönetimi bu isteklerin bir kısmını ölçüsüz buldu ve (bir yandan Irak'taki diğer grupların, öte yandan da Türkiye'nin kaygılarını da dikkate alarak) Kürt liderlerine bunları karşılamayacağını da açıkça bildirdi.
Bununla beraber, Konsey'de varılan uzlaşma, geçici anayasa metninde Kürtleri tatmin edecek önemli noktalar içeriyor: Örneğin peşmergelerin silahlarını bırakmaması, bölgede bir milis güç olarak varlıklarını sürdürmesi mümkün oluyor... Kürtçe Irak'ın iki resmi dilden biri olarak kabul ediliyor... Federal sistem içinde Kuzey Irak'ın Kürt kimliği tanınıyor...
***
BUNA karşılık, ülkenin toprak birliği içinde oluşturulacak federalizmin ve bölgesel özerkliğin şeklini ve derecesini belirlemek, seçimlerden sonra işbaşına geçecek olan yeni Ulusal Meclis'e bırakılıyor.
Aslında geçici anayasa etnik değil, coğrafya esasına dayalı federal bir sistem içinde, birleşik bir Irak öngörüyor.
Ancak bu çerçeve içinde dahi, Kürtler fiili (de facto) statülerinin sağladığı kazanımlarını bu anayasa ile tescil ettirmiş oluyorlar. Bu onları, ileride Ulusal Meclis'in hazırlayacağı esas anayasa için de güçlü bir pozisyona getiriyor.
Irak'ın bu yönde şekillenmekte olduğu gerçeğini görmek lazım...