Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

DEMOKRASİLERDE (Türkiye dahil) seçimler sırasında bazı usulsüzlüklerin yer alması halinde, tartışmalı oyların yeniden sayılması sıkça rastlanan bir durumdur.
Geçen cuma günkü Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin çok tartışıldığı İran’da dün
bazı bölgelerde oyların yeniden sayılması konusunda alınan karar çok kimseyi şaşırtmıştır.
Kendine özgü bir rejimi olan İran’da yönetimin seçim sonucuna itiraz edenlerin ve sokaklara dökülen yüz binlerce insanın sesine kulak vermesi bir “ilk” oluşturuyor.
Bu kararı alan Anayasayı Koruyucular Konseyi, ülkenin en yüksek yasama organı. Onun 12 üyesi (6’sı molla, diğer 6’sı da şeriat uzmanı hukukçu), İran’ın gerçek “Güçlü Adamı” olan Ayetullah Ali Hamaney tarafından atanıyor. Dolayısıyla, oyların yeniden sayılmasıyla ilgili kararın esas sahibi Ayetullah Hamaney...
Hamaney geçen cumartesi henüz kesin seçim sonuçları “resmen” doğrulanmadan, daha önce de desteklediğini açıkladığı Mahmud Ahmedinecad’ı “galip” ilan etmişti!
Şimdi oyların yeniden sayılması kararı, Ayetullah ve konsey için bir geri adım olarak görülebilir.

Kararın nedeni
BU kararı almak, herhalde Hamaney için kolay olmadı. Ne de olsa, seçimlerin başından itibaren ağırlığını ve prestijini, oyların yüzde 63’ünü kazandığı öne sürülen Ahmedinecad’ın lehinde kullanmıştı.
Ancak Ayetullah -ve onun kontrolündeki konsey- bu konuda esneklik göstermekte yarar gördü. Amaç, hem sokaklara dökülen insanları yatıştırmak hem de bu şekilde dünyaya İran’ın demokrasinin gereğini yerine getirdiği imajını vermekti.
Ne var ki, oyların sadece itirazlara konu olan yerlerde sayılması kararı, Ahmedinecad’ın rakibi Mir Hüseyin Musevi’yi ve muhalifleri tatmin etmekten uzak görünüyor. Musevi’ye göre, seçimler için hazırlanan milyonlarca oy pusulası “kayboldu”, ülke çapında hileye, baskıya başvuruldu. Dolayısıyla, ilan edilen sonuçlar iptal edilmeli, seçimler yenilenmeli...
Konseyin veya yönetimin böyle bir niyeti yok. Karar, sadece hile karıştığı tespit edilen yerlerde oyların yeniden sayılmasını öngörüyor. Bu “kısmi” oy sayımı, aslında sonucu değiştirmeyecek, yani Ahmedinecad’ın yeniden Cumhurbaşkanlığı’na gelmesi önlemeyecek.
Nitekim Ahmedinecad koltuğundan o kadar emin ki, dün Rusya’da düzenlenen Şanghay Grubu toplantısında boy gösterdi ve meşruiyeti tartışılmayan Cumhurbaşkanı sıfatıyla Rus, Çin ve diğer liderlerin tebriklerini kabul etti!

Çok bilinmeyenli denklem
ANCAK Ahmedinecad’ın bu özgüvenine rağmen, önümüzdeki günlerde yönetimi ne kadar rahatlıkla sürdüreceği belli değil. Bu, açıkça, kendisine karşı cephe alan (hatta meydanlarda “diktatöre ölüm” diye bağıran) geniş halk kitlelerinin nasıl davranacağına bağlı.
Diğer bir deyişle, son günlerde görülen halk hareketi gene meydanlarda ve sokaklarda kendini gösterecek mi? Muhalifler oylarını yeniden sayılmasını değil, ülke çapında seçimlerin yenilenmesi talebinde ısrar edecekler mi? Bu arada gösteriler kargaşaya ve çatışmaya yol açacak mı?
Şu anda kimse bu sorulara kesin bir yanıt verecek durumda değil. Uzmanlar “Her şey olabilir” diye geçiştiriyorlar.
Bu belirsizlikler çerçevesinde, dün de belirttiğimiz gibi, şurası bir gerçek ki, İran toplumunda reform, hatta köklü bir değişim arzusu iyice ortaya çıkıyor. Devrimin dini ve sivil liderleri, bu gerçeği görmezden gelemezler. Halkın sokaklara dökülmesi üzerine yönetimin oyların yeniden sayılmasına karar vermesi, bu yönde atılan ilk ufak adım sayılabilir.