Yorum Eğer iki ülke arasında bir düşmanlık yoksa, bu "olay" gerginliğe yol açmadan kapanır: Taraflardan biri özür diler, gemiye el konmuşsa veya denizciler yakalanmışsa, bunlar da hızla iade edilir...Ne yazık ki İran'ın geçen cuma günü, Körfez'in tartışmalı sularında 15 İngiliz denizcisini yakalayıp tutuklaması olayı, bu kategoriye girmiyor.Aksine, bu "sıcak" olay, sadece birbirine iyi gözle bakmayan İran ile İngiltere arasında ciddi bir kriz yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda bölgede ve hatta bütün dünyada yeni bir gerilime yol açıyor. BÖYLE olaylar zaman zaman olur. Bir ülke, yabancı bandıralı bir geminin kendi karasularını ihlal ettiğini öne sürebilir. Tıpkı o geminin ait olduğu ülkenin böyle bir ihlalin söz konusu olmadığını iddia etmesi gibi... Şimdi varılan noktada, İran 15 İngiliz denizcisini "esir" almanın avantajını kullanıyor. İngiltere'nin bütün girişimlerine rağmen tutsaklarla ilgili niyetleri hakkında açık vermiyor.Bu da birtakım spekülasyonlara yol açıyor: Ola ki Tahran bu rehineleri bir "koz" olarak kullanacak. Örneğin bu İngilizleri ABD'nin geçen ocak ayında Irak'ta ele geçirdiği İranlı diplomatlarla "takas" etmek isteyecek... Veya İstanbul'da kaybolduğu (veya kaçırıldığı) söylenen bir İranlı generalin teslim edilmesini isteyecek... Ya da BM Güvenlik Konseyi'nin son aldığı yaptırım kararını gündeme getirecek...Bunların hepsi tahmin tabii. Bundan 3 yıl önce de İran 6 İngilizi kaçırdığı zaman, benzer bir heyecan yaşanmıştı. O olay nispeten hızlı biçimde kapanmıştı. Bu kez öyle olmayabilir.Bunun nedenini dün bağımsız "Iran News" gazetesinin yazı işleri müdürü Ali Pehlivan BBC'ye şöyle anlattı: "Bu kez 15 İngilizi ele geçirenler, İran Devrim Muhafızlarıdır. Bunlar aşırı tutucu ve sertlik yanlısıdırlar. Ahmedinecad da aynı çizgidedir. Oysa 2004'teki olayda İran'da ılımlı bir yönetim bulunuyordu. Bu yüzden bu kez endişeliyim"...Gerçekten bugünkü İran yönetimi, Batı dünyasıyla sürtüşmelerinde, bazı kazançlar elde etmek için "rehineler kartı"nı uzunca bir süre oynamayı deneyebilir. Kuşkusuz bu tehlikeli bir oyuna dönüşebilir.İngiliz Başbakanı Tony Blair dünkü demecinde, diplomatik çabalardan sonuç alınmadığı takdirde, meselenin "farklı bir aşamaya" gireceğinden söz etti. Bu ille de İngiltere'nin (ABD'nin desteğiyle) askeri bir eyleme girişmesi anlamına gelmez. Ama her misilleme, krizi ve gerginliği daha da artıracaktır.Bu bakımdan, olayı daha bu aşamada (yani daha tehlikeli aşamalara geçmeden) kapatmaya herkesin çalışmasında yarar var. Nitekim bu amaçla Türk diplomasisi de devreye girmiş bulunuyor. "Rehine" kartı... Yukarıda belirttiğimiz gibi, tartışmalı sularda zaman zaman çıkan olaylar, eğer ilgili ülkeler arasında iyi bir anlayış hüküm sürüyorsa, büyümeden noktalanabiliyor. İran'la İngiltere arasındaki olayın bu kadar gerginlik yaratmasının nedeni, "teknik" niteliğini aşıp "siyasal" boyutlara bürünmesidir.Açıkçası Basra Körfezi, ABD (ve İngiltere) ile İran arasında bir güç gösterisi alanı haline gelmiştir. Bu da bölgenin hem ekonomik hem stratejik öneminden ve iki taraf arasındaki çıkar çatışmasından kaynaklanıyor.Bir İngiliz firkateynine bağlı iki zodyaktaki 15 İngiliz denizcisinin İran savaş gemileri tarafından sarılıp ele geçirilmesi ilk bakışta kolayca halledilebilecek ufak bir olay olarak görünse de işte öylesine büyük bir güç mücadelesinin sonucudur. skohen@milliyet.com.tr Uzarsa kötü...