Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Kuzey Kafkasya'daki kargaşanın iki yüzü var: Biri, Çeçenistan'la Rusya arasında giderek ciddi boyutlar alan çatışmanın bölgede yarattığı kaos. Diğeri ise, bu olaya yol açan nedenler üzerindeki kavram kargaşası...
       Ruslarla Çeçenler arasındaki kavga yeni değil. On dokuzuncu yüzyıla dayanan bu mücadelenin son raundu. 1990'ların başında Çeçenistan'ın Rusya Federasyonu'ndan ayrılmak için giriştiği savaş oluşturuyordu. Bu çatışma, çok kan döküldükten ve başkent Grozni yerle bir olduktan sonra 1996'da bir anlaşma ile sona erdi. Ruslar geri çekildi, Çeçenistan geniş bir özerkliğe kavuştu. Ama kısa bir süre sonra, Çeçenler bu statü ile yetinmeyip bağımsızlıklarını ilan ettiler. Ancak bu fiili durumu kimse kabul etmedi ve Çeçenistan gene Rusya Federasyonu içinde kaldı.
       * * *
       SON haftalarda çıkan çatışma, aslında bu anlaşmazlıkla direkt ilgili değil. Bu kez Rusların havadan ve karadan Çeçenistan'a saldırmasının nedeni, Dağıstan sorunu ile ilintili. Dağıstan'daki ayaklanmada Çeçen militanlarının - özellikle Şamil Basayev'e bağlı savaşçıların - rolü ve ayrıca Moskova ve diğer Rus kentlerindeki bomba olaylarında da aynı güçlerin parmağı olduğu ortaya çıkınca, Moskova güç kullanarak Çeçenistan'ı kontrol altına almaya karar verdi. Hava ve kara operasyonlarında yüzlerce Çeçen öldü, on binlerce sivil de evlerini terk etmek zorunda kaldı.
       Şimdi Çeçenistan'ın ılımlı Cumhurbaşkanı Aslan Maşadov, Rus ordusunun çekilmesi halinde, "asiler"e karşı sıkı tedbir alacağını söylüyor. Rus Başbakanı Vladimir Putin ise "önce teröristler"in Çeçenistan'dan çıkarılmasını, sonra Rus kuvvetlerinin geri çekilmesini öneriyor.
       * * *
       BU olay Moskova'yı bir açmaza sürüklüyor: Rusya öncelikle toprak bütünlüğünü korumak istiyor. Eğer Çeçenistan, Federasyon'dan koparsa Kafkasya ve Orta Asya'daki diğer özerk bölgeler de ayaklanacak ve şiddete başvurarak bağımsızlığa kavuşmak isteyecektir. Ama bu hareketi bombardımanlarla bastırmak, bu bölge halklarını Rusya'ya daha da düşman etmek ve onları militanların safına itmek sonucunu yaratabilir.
       İşin daha da ciddi bir başka yönü var: Çeçenistan'daki hareket, İslami bir nitelik taşıyor. Diğer bir deyişle eylemlerin başını İslamcı militanlar çekiyor. Rusya'daki kentlerdeki bomba olayları gibi, Çeçenistan'daki ve Dağıstan'daki ayaklanmaları, Rus halkı, bir İslamcı terör olayı olarak görüyor.
       Rus liderleri ise bu konuda daha temkinli.
Savunma Bakanı İgor Sergeyev, olayı şöyle sunuyor: "Çeçenistan'da bir gerçek Çeçenler vardır, bir de haydutlar." Haydutlar dediği, eylemlere girişen Çeçen ya da yabancı teröristlerdir. Rus yöneticilerine göre bunlar saf dışı edilirse, Maşadov ile anlaşmak ve barışı kurmak mümkün. Ama kimin "haydut", kimin "gerçek Çeçen" olduğu, bir kavram kargaşası yaratıyor. Başbakan Putin, "tetöristler" ile İslam arasında da bir ayırım yapmaya çalışıyor ve "haydutlar"ın dini bir "kılıf" olarak kullandıklarını söylüyor. Rus Ortodoks Klisesi de, bu mücadeleyi "din kavgası"ndan ayrı göstermeye uğraşıyor ve "bu kesinlikle medeniyetlerin çatışması olarak görülmemelidir" diyor.
       Bu bağlamda bazı İslam ülkelerinin tutumu da ilginç. Örneğin İran, soruna dinsel açıdan bakmaktan çekiniyor. Dışişleri Bakanı Kemal Harazi, "Rusya'yı istikrarsızlaştırmaya yönelik terörist eylemlere karşı" olduğunu beyan ederek bu meselede Moskova'yı destekliyor.
       Ya Türkiye'nin tutumu? Bu konuya ayrıca döneceğiz.



Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr