Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in yarın Gürcistan'a yapacağı 2 günlük ziyaret, Türkiye'nin Kafkasya'da giderek artan rolünün yeni bir göstergesini oluşturuyor.Demirel'in Tiflis'te, Gürcistan lideri Eduard Şevardnadze ile yapacağı görüşmeler, birkaç gün önce Azerbaycan Devlet başkanı Haydar Aliyev ile Ankara'daki konuşmalarının bir nevi devamı sayılabilir.
Tiflis'teki toplantılarda, üç ülkeyi yakından meşgul eden iki ortak konu üzerinde önemle durulacak.
Bunlardan biri, Kafkasya'daki güvenlik sorunu ile ikincisi de, Bakü - Ceyhan boru hattının gerçekleştirilmesinde karşılaşılan pürüzler ile ilgilidir.* * *
GÜNEY Kafkasya'daki güvenlik sorunu, özellikle son haftalarda Kuzey Kafkasya'daki - yani Çeçenistan'daki - olaylar nedeni ile kaygı yaratan boyutlara ulaşmıştır.
Bunun etkisini en çok hisseden Gürcistan'dır. Ruslardan kaçan Çeçenlerin bir kısmı Gürcistan'a sığınıyor. Böylece bu küçük ülke birden bire bir mülteci sorunu ile karşılaşıyor. Diğer yandan Çeçen gerillaları da Gürcistan topraklarını bir sıçrama tahtası olarak kullanıyor. Bu da, Moskova'nın Tiflis'i baskı altında tutmasına yol açıyor.
Bu ölçüde olmasa dahi, Azerbaycan da, Çeçen dramının etkilerini (ve Rus baskılarını) hissediyor. Bakü, Kuzey Kafkasya'daki çatışmaların, Güney Kafkasya'ya - yani kendi bölgesine - sıçramasından da kaygı duyuyor.
Bu takdirde, Azerbaycan'ın ve Gürcistan'ın kendi başlarına olayları önlemeleri veya kontrol altına almaları çok zor olacak. Böyle bir istikrarsızlık ortamında, Bakü - Ceyhan petrol boru hattı projesinin yaşama geçirilmesi de zorlaşabilir...
* * *
ALİYEV, Ankara'daki temaslarında, daha önce de dile getirdiği bir fikrini gündeme getirdi. Bu da, Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan arasında bir ortak güvenlik sisteminin kurulmasıdır.
Sızan bilgiler, Azeri liderinin bir nevi askeri pakt veya askeri işbirliği anlaşması tasarladığı izlenimini veriyor.
Türkiye'nin gerek Azerbaycan, gerekse Gürcistan'la güvenlik alanında - hem siyasal istişare, hem askeri yardım şeklinde - sıkı işbirliği kurduğu biliniyor. Bu işbirliği yeni durum karşısında pekiştirilebilir.
Ancak şu sırada formel bir askeri pakt kurmanın yarardan çok zararı olur.Kafkasya'da askeri bloklaşma veya cepheleşme, her şeyden önce Rusya'yı çok rahatsız edecek ve onun sert tepkisine yol açacaktır. Unutmamalı ki, Moskova için Kafkasya, siyasal, stratejik ve ekonomik çıkarları açısından, hayati bir önem taşıyor. Rusya, Kafkasya'da çizgiyi aşmadığı (bu arada pratikte Tiflis ve Bakü'yü rahatsız edecek davranışlarda bulunmadığı) sürece, bölge ülkeleri de politikalarında ince bir ayar yapmak durumundadır...
* * *
ANKARA çeşitli vesilelerle Moskova'nın Güney Kafkasya'yı rahat bırakması gerektiği mesajını vermiştir.Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan'la işbirliğini pekiştirmek suretiyle Kafkasya'da güvenliğe ve istikrara katkıda bulunmayı umuyor.
Diğer yandan Türkiye, Bakü - Ceyhan boru hattı projesinin hayata geçirilmesi yolunda Gürcistan'dan kaynaklanan son pürüzleri (istimlak bedeli, geçiş ücreti, çevre sorunları gibi teknik ayrıntıları)
halletmeye kararlıdır. Demirel'in Tiflis ziyaretinde bu gerçekleşirse iş üç ülke parlamentolarının, kasımda İstanbul'da imzalanan anlaşmayı onaylamasına ve dış piyasalarda finans kaynaklarının sağlanmasına kalacak ve artık boru hattının inşası aşamasına geçilebilecektir.
Ancak her şey Kafkasya'da gerginliğin ve istikrarsızlığın önlenmesine bağlıdır ki, bunda Türkiye'nin oynayacağı rol önemlidir.Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr