Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



YUNAN seçimlerinde beklenen oldu. Kostas Karamanlis'in Yeni Demokrasi Partisi'nin (YDP), PASOK'un toplam 20 yıllık iktidarına son vermesi, kimseyi şaşırtmadı. Çünkü bütün nabız yoklamaları, muhafazakar YDP'yi, sosyalist PASOK'un önünde gösteriyordu.
Eğer PASOK'un eski lideri Kostas Simitis, tam seçim öncesinde istifa edip görevini Yorgo Papandreu gibi popüler bir politikacıya devretmeseydi, herhalde sosyalistler çok daha büyük bir yenilgiye uğrayacaktı.
Öyle anlaşılıyor ki, Yunan seçmeni bu kez, tercihini YDP'nin lehinde kullanırken PASOK'a artık güvenmediği mesajını vermek istemiş, yani ona karşı, bir nevi "protesto oyu" vermiştir...
***
ASLINDA PASOK yönetiminde, Yunanistan önemli ekonomik ve sosyal hamleler yaptı. Yunanistan özellikle sağladığı AB fonları ile, büyük altyapı projelerini hayata geçirdi, kırsal bölgeleri geliştirdi, enflasyonu AB düzeylerine (yüzde 2.9) düşürdü, kalkınma hızını yüzde 5'lerde sürdürdü...
Ama öte yandan PASOK hükümeti, yüzde 9'lara yükselen işsizlik, yaygınlaşan yolsuzluklar, halkı bezdiren bürokrasi, bir türlü düzeltilemeyen eğitim ve sağlık hizmetleri gibi alanlarda, başarısızlıkları nedeni ile, çok puan kaybetti. Yunan seçmeninin YDP'ye ve 47 yaşındaki Karamanlis'e daha büyük bir umutla bakmasına yol açan da, işte bu faktörler oldu.
***
KARAMANLİS, bu sorunları halledeceği vaadi ile işbaşına geçmiş bulunuyor. Programına göre, kuracağı hükümet devleti küçültecek, yolsuzluklara son verecek, şeffaflığı getirecek, özelleştirmeyi ve dış yatırımları teşvik edecek, vergileri azaltacak, kamu hizmetlerini geliştirecek...
Yani yeni iktidarın öncelikleri, iç sorunları çözümlemek ve Karamanlis'in deyişi ile Yunanistan'a "yeni bir start vermek" veya ülkede "yeni bir dönem" başlatmak olacak...
Yeni hükümetin dış politikada içte olduğu gibi köklü değişiklikler yapmaya ihtiyacı olmayacak. Nitekim seçim kampanyasında Türkiye ile ilişkiler ve Kıbrıs dahil dış konularda iki rakip liderin görüşleri arasında önemli bir farkın olmadığı ortaya çıktı.
***
ANKARA'nın ve Atina'daki Türk diplomatik çevrelerinin umudu ve de kanısı da, Karamanlis'in Atina'nın şimdiye kadar izlediği politikayı devam ettireceği yönündedir.
Karamanlis (Papandreu'nun aksine) Türkler için nispeten yeni bir sima. Ama o da Türk yetkilileri ile diyalog kurma yönünde çaba harcadı. (Örneğin AKP kurultayına katıldı, Başbakan Erdoğan ile görüştü)... O da, Türkiye ile dostluğa önem verdiğini her fırsatta vurguladı.
Ne var ki, Karamanlis işe başlar başlamaz, Kıbrıs meselesini kucağında buluyor! Bu ayın 22'sinde "anavatanların" katılacağı Kıbrıs müzakere sürecine hazırlanması gerekiyor. Bu onun Türk - Yunan ilişkilerinde "ilk sınavı" olacak...
Tabii önemli bir faktör de, kadrosunda kimlerin yer alacağıdır. Dışişleri Bakanlığı'na getirilmesi beklenen Petros Moliviadis, "katı görüşlü" olarak tanınıyor. Partinin tabanında da milliyetçi ve tutucu unsurlar var. Ama buna karşılık, Türkiye'ye yakınlık duyan Dora Boloyannis gibileri de etkin durumdalar.
Tabii yeni dönemde Türk - Yunan ilişkilerinin aynı anlayış ve dostluk havası içinde devam etmesi, büyük ölçüde Kıbrıs işinin seyrine bağlı...