Kıbrıs Rum kesiminde yayımlanan "Cyprus Mail" gazetesinde çıkan bir makalenin başlığı bu... Yazar Lukas Haralambos, referandumda Rum halkını "hayır" demeye sevk eden Papadopulosu ve ona destek olan AKEL lideri Hristofyası sert bir dille suçlayan makalesinde şöyle diyor: "İkisi de sorumsuz ve tutarsız duruşlarıyla, Kıbrısta çözüm fırsatını öldürdükleri gibi, taksimi de yakınlaştırmış oldular. Tarih onları mahkum edecek... Yakın bir gelecekte Papadopulos ve Hristofyas, bu sorumsuzluklarının enkazı üzerinde yaş dökecekler..."Aynı gazetenin başyazısında da Papadopulos yönetiminin uluslararası camianın desteğini kaybettiği belirtiliyor ve şu ifadeler kullanılıyor: "AB ve ABD, Kıbrıs Rumlarına hayır demelerinin nelere mal olacağının işaretlerini veriyorlar. İzolasyon son bulduktan sonra, Kıbrıslı Türkler neden adanın birleşmesini istesinler? O zaman çözüm, taksim olacaktır..."* * *BU yazılar Rum kesiminde, referandum sonrası ortaya çıkan yeni gerçeklerin görülmeye başlandığını, bu arada "taksim" olasılığı üzerinde ciddiyetle durulduğunu gösteriyor...Gerçekten son gelişmeler, adanın bölünmüşlüğünü gözler önüne seriyor.KKTCnin - ve Ankaranın - önceliği, izolasyonun son bulması, yani Kıbrıs Türklerine karşı yıllardır uygulanan çeşitli kısıtlamaların kaldırılmasıdır. Bu yönde AB ve AB ilk adımları atmaya başladı bile. Uluslararası camia henüz KKTCyi "resmen" tanımasa bile, yeni tavrıyla adadaki oluşumu "fiilen" kabullenmiş oluyor. Özellikle ekonomik ambargonun kalkması, Kıbrıs Türklerini rahatlatacak, onların dünyayla bütünleşmesini sağlayacaktır.Sonuçta öyle bir noktaya varılacak ki, referandumda "evet" diyen Türklerin birçoğu, "Birleşmesek de olur; artık biz kendi yolumuzda devam ederiz" diyecektir. Nitekim öyle demeye başlayanlar var bile...Bunun anlamı açıkçası adanın taksime doğru gittiğidir...* * *PAPADOPULOSun muhalifleri bunu görüyor ve bu nedenle kendisine ve yönetimine karşı ağır suçlamalar yöneltiyor.Peki, Papadopulosun stratejisi ne? Onun beklentisi, referandum sonucunun Rum tarafı aleyhinde yarattığı hava yatıştıktan sonra, özellikle ABnin tekrar devreye gireceği ve yeni bir müzakere süreci başlatacağıdır. Rum lideri bunun Annan planının tadili şeklinde yapılabileceğine inanıyor.Bu mümkün mü? "Cyprus Mail", başyazısında Papadopulosun bu görüşünü "hüsnükuruntu" olarak nitelendiriyor! Gerçekten de öyle. Türk tarafı, (Ankara dahil), Annan planının yeniden müzakeresinin ve hele onun Rum görüşleri lehinde değiştirilmesinin söz konusu olamayacağını söylüyor.Papadopulosun zamanla oynaması, yani ileride nasıl olsa AB veya başka birileri devreye girer diye düşünmesi, fiili durumu değiştiremez. Aksine, geçen zaman, adadaki iki devlet gerçeğini pekiştirecektir. Bu durumda eğer bir gün "birleşme" olacaksa, bu da, ancak yeni gerçeğin koşullarına göre gerçekleşebilecektir... skohen@milliyet.com.tr TARİH, taksime yol açanları yargılayacak"...