Lefkoşa
SON haftalarda Türkiye’nin dış politikasına hâkim olan bir dizi sorun arasında Kıbrıs konusu geri plana düştü. Ancak şimdi iki nedenle Kıbrıs, veya daha doğrusu KKTC’nin geleceği tekrar öne çıkıyor.
Bu nedenlerden biri, önümüzdeki pazar günü burada yapılacak olan -ve sonuçları itibariyle Kıbrıs Türklerini bir yol ayırımına getirmesi beklenen- genel seçimlerle ilgili...
Diğer neden ise, tam seçim kampanyasının ortasında bir bomba gibi patlayan Ergenekon soruşturmasının KKTC’deki “ayağı” ile ilgili iddiaların yarattığı sansasyondur...
KKTC’deki seçimlerin bu kez dikkati çekmesi, bir iktidar değişikliği olasılığını ortaya koymasından kaynaklanıyor. Son bağımsız anketler Derviş Eroğlu’nun muhalefetteki Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) yüzde 46, Başbakan Ferdi Sabit Soyer’in Cumhuriyetçi Toplum Partisi’nin (CTP) ise yüzde 25 civarında bir oy alabileceğini gösteriyor. Tabii bu iki ana partinin yetkilileri, kendi lehlerinde, farklı rakamlar veriyorlar. CTP’liler “başa baş bir yarış”tan söz ediyorlar. UBP’liler ise “yüzde 50+” şeklinde sloganlaştırdıkları hedefe ulaşacaklarını iddia ediyorlar...
Soldan sağa çark...
TARAFSIZ gözlemcilerin söylediklerinden ve bizim gözlemlerimizden çıkardığımız sonuç, bu seçimlerde UBP’nin, CTP’nin bir hayli önüne geçeceğidir.
Artık burada konuşulan konu, “kimin kazanacağı”ndan çok “UBP’nin ne kadar güçlü çıkacağı”dır. Yani Eroğlu’nun partisi 50 sandalyeli Meclis’te, tek başına hükümeti kurabilecek çoğunluğu alabilecek mi, yoksa sadece birinci parti olarak ortaya çıkıp bir koalisyon kurmak zorunda mı kalacak?
Her iki halde Eroğlu’nun başa geçmesi, yani pratikte “soldan sağa kayma” şeklinde nitelendirilebilecek bir yönetim değişikliğinin gerçekleşmesi söz konusu. Bu da Kuzey Kıbrıs içinde ve dışında da çok şeyi değiştirebilir.
Henüz 4 yıl önce yapılan genel seçimleri yüzde 45 gibi bir “oy patlaması” ile kazanan CTP’nin bu kez gerilemesi ve bir ara bölünen ve zayıflayan UBP’nin şimdi geniş destek görmesinin nedeni ne?
Halkın derdi ekonomi
BAŞLICA sebep, bir sosyal bilimcinin bize ifade ettiği gibi, “CTP’ye yani iktidara karşı duyulan düş kırıklığı, hatta öfkedir.” Bu daha çok ekonomik sorunlara, işsizliğe, ayrıca yolsuzluklara, adam kayırmalara bağlanıyor. Diğer bir deyişle CTP’ye tepki, UBP’nin lehinde işliyor. Oysa bundan önceki seçimlerde bu tepki UBP’ye karşı gösterilmiş, umutlar CTP’ye bağlanmıştı... Siyasetin cilvesi bu!..
Bu seçim kampanyasında, Rumlarla müzakere süreci ve çözüm formülü gibi konular pek tartışılmadı. Açıkçası, halk da artık bu konuyla fazla ilgilenmiyor veya pek ümit beslemiyor. Onu ilgilendiren başlıca sorun, ekonomik ve sosyal durumdur...
Ergenekon ilintisi
ERGENEKON’un Kıbrıs uzantısıyla ilgili iddialar kuşkusuz bu seçim kampanyasına gölge düşürdü. Ama bazı karşılıklı suçlamaların dışında, seçim sonucunu belirleyecek bir etken olmadı. Açıkçası, halkın kafası karışık. Gerek Soyer, gerekse Eroğlu ile görüşmelerimizde de gördük ki, ikisi de sırf bu iddialar ve tartışmalar nedeniyle, ciddi bir oy kaybı veya kazancı beklemiyor.
Ne var ki, Ergenekon soruşturması kapsamında, bazı Kıbrıs Türk siyasetçileri (ve bu arada Eroğlu) hakkında birtakım iddialar ortaya atılmasının “zamanlaması” anlamlı ve düşündürücüdür... İleride belki bu konu burada da aydınlanır, ama bu aşamada seçmenleri fazla ilgilendiren veya etkileyen bir konu değil bu.
Tabii asıl önemli olan, anketlerin öngördüğü gibi, UBP’nin iktidara gelmesi halinde, KKTC’de ne gibi değişikliklerin olacağı ve özellikle bunun Kıbrıs sorununun çözümünü nasıl etkileyeceğidir. Bunu yarın ele alacağız...