Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu, Türkiye'nin fikir babası olduğu ve ilki de İstanbul'da Ocak 2003'te yapılan toplantılar dizisinin sekizincisini oluşturuyor. Irak'ta savaş öncesi ve sonrasında yapılan toplantılarda, katılımcılar komşu ülkede barış ve istikrarın kurulması için genel ilkelerde (özellikle toprak bütünlüğünün, ulusal birliğin sağlanması ve demokratik, temsili bir rejimin kurulması gibi konularda) ortak bir tavır sergileyebilmişlerdir.Bu seferki konferanstan, bu ilkeleri tekrarlayan beyanların dışında, başka mesajların da çıkması ve bu toplantıyı bazı pratik adımların izlemesi bekleniyor.***EN önemli mesaj, Başbakan İbrahim Caferi'nin kurduğu Irak Ulusal Geçiş Hükümeti'nin tanınması ile ilgili olacak. Böylece Irak'a komşu ülkeler, Irak'taki yeni yönetimin meşruiyetini resmen kabul etmiş oluyorlar.Üst düzey bir yetkilinin deyişi ile, "toplantının esas mesajı son seçimlerde devre dışı kalanların yeni sürece katılması ve daha temsili ve demokratik bir rejimin kurulması yönünde olacaktır."Türkiye son seçimlerden önce Irak'ın çeşitli etnik ve dinsel grupları ile temasa geçerek geniş bir katılım ve tam bir temsil sağlanmasını istemişti. Ancak özellikle bazı Sünni gruplar boykotu sürdürmeyi yeğlediler. Buna rağmen 37 üyeli yeni hükümette 6 Sünni bakana yer verilmiş bulunuyor.Çeşitli eğilimli "komşu" ülkelerin Irak'taki yeni hükümeti tanımanın yanı sıra, halen Meclis'te ve hükümette tam temsil edilemeyen grupların, bundan sonra daha aktif olarak ülkenin siyasi yaşamına katılması ve Caferi yönetiminin de ülkedeki dengeleri dikkate alan bir politika izleme lehinde ortak bir tavır sergilemesi, önemli bir gelişmedir. Bu yöndeki çağrının ortak bildiride net olarak yapılması, Irak'ın istikrara kavuşmasında etkili olabilir.***DOLMABAHÇE'deki toplantının, ortak mesajlar göndermenin dışında Irak'ın güvenliği, ekonomik kalkınması ve normal bir yaşama dönmesi konusunda "pratik bir yararı" olacak mı?Bir yetkilinin açıkladığına göre, İstanbul'daki konferanstan sonra Ankara'da "komşu" ülkelerin İçişleri bakanları toplanıp "sınır güvenliği" meselelerini görüşecekler. Bu bağlamda Suriye ve İran'dan, Irak'a şiddete yönelik "sızmalar"ın önlenmesi konusu da gündeme gelecek.Ekonomiye katkı konusunda şimdiye kadar en büyük engel ülkedeki asayişsizlik ve şiddet eylemleri olmuştur (Türk şoförlerine saldırılar gibi). Güvenlik durumu düzelir, istikrar sağlanırsa, "komşular" bu alanda da ortak bir program oluşturabilir. skohen@milliyet.com.tr İSTANBUL'da dün "yüksek düzeyli memurlar"ın ön çalışmalarıyla başlayan, bugün de Dışişleri bakanlarının katılımıyla devam edecek olan "Irak'a Komşu Ülkeler Resmi Toplantısı"nın, Bağdat'ta yeni hükümetin kurulmasının hemen ardından gerçekleşmesi, bir rastlantı değil. Dokuz ülkeyi (Türkiye, Irak, İran, Suriye, Ürdün, Mısır, Suudi Arabistan, Kuveyt ve Bahreyn) ve dört uluslararası örgütü (BM, AB, İslam Konferansı Örgütü ve Arap Birliği) bir araya getiren bu konferans, aslında 10 gün önce yapılacaktı. Ancak ev sahibi olarak Türkiye ve başlıca "komşular", yeni Irak hükümetinin kurulmasını beklemeyi ve "seçilmiş" bir Dışişleri Bakanı'nın gelmesini tercih ettiler.