Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Mali krizin şiddetle sarstığı ABD’de Temsilciler Meclisi şimdi önceki gün reddedilen ekonomiyi “kurtarma planı”nı kurtarma çabasında...
Meclis bu hafta içinde, rötuşlanmış olarak yeniden gündeme getirilecek olan yardım önerisini kabul ederse, ne ala. Aksi halde ABD’yi -ve dünyayı- ekonomik bir felaket ve karanlık bir dönem bekliyor.
Wall Street’te ve dünya borsalarında halen yaşanmakta olan panik ve güvensizlik, durumun vahametini gösteriyor.
Bu gidişata son verilmesi, büyük ölçüde ABD Kongresi’nin yeni “kurtarma” girişimi konusunda alacağı karara bağlı.
Önceki gün sadece 13 oy farkıyla planı reddeden Temsilciler Meclisi’nin bu kez, ekonominin çöküntünün eşiğine gelmesi karşısında, daha sorumlu hareket edip yeni öneriye yeşil ışık yakması bekleniyor.

Neden karşı çıktılar?
ABD Meclisinin önceki gün, iki partinin yöneticilerinin -ve de iki Başkan adayının- tam desteği ile sunulan 700 milyar dolarlık “şirket kurtarma” planını reddetmesinin çeşitli siyasal ve ideolojik nedenleri var.
Şu bir gerçek ki, Meclis üyeleri, yani politikacılar, seçimlere 5 hafta kala, halkı çileden çıkaran bu tasarıyı kabul etmekte çok tereddüt ettiler. Sonuçta bu plana “evet” diyen milletvekillerinin oranı Demokratlarda yüzde 66, Cumhuriyetçilerde ise sadece yüzde 35 oldu.
İlginç olan nokta, bu önerinin Başkan Bush’un Cumhuriyetçi yönetiminden gelmesi: Mecliste Cumhuriyetçilerin çoğunun bunu onaylamaması, Bush’un popülaritesinin ve otoritesinin ne kadar zayıf olduğunu da gösteriyor.
Bazı Cumhuriyetçilerin son dakikada öneriye karşı oy vermelerinin bir nedeni de, Demokrat Meclis Başkanı Nancy Pelosi’nin Cumhuriyetçileri yerden yere vuran bir konuşması oldu. Bazı temsilciler sırf bu kışkırtıcı sözler yüzünden fikir değiştirip ret oyu verdiklerini açıkça söylediler!
Ancak Cumhuriyetçilerin büyük çoğunluğunun bu “kurtarma” planına karşı çıkmalarında daha ciddi, ideolojik nedenler de var. Cumhuriyetçi Parti, ekonomide liberal sisteme, yani tam serbestliğe inanır. Bu görüşü savunanlar, Wall Street’teki krize karşı dahi, “devlet müdahalesi”ni doğru bulmuyorlar. Bu, dev şirketlerin batmasına yol açsa dahi...
Ancak Cumhuriyetçi yöneticiler, böyle bir olağanüstü durumda, bir miktar devlet müdahalesinin zorunlu olduğunu düşünüyorlar. Bu da ideolojik bakımdan partinin temel düşüncelerine aykırı olsa dahi...
Demokrat Parti ise, devletin, ekonomide ve sosyal düzende, bazı sorumluluklar taşıması ve gereken kuralları ve disiplini uygulaması gerektiği kanısında. Bu nedenle, Demokratlar Bush yönetiminin önerisine daha aktif destek verdiler. Bu da, çoğu vergi mükellefinin (veya seçmenin) sonuçta borsayı kurtarma faturasının kendilerine çıkacağı düşüncesine ters düşse dahi...

Çıkar yol ne?
Aslında bu kriz ABD’yi ve Amerikan halkını bir ikilem karşısında bıraktı. Gerçekten devletin dev şirketlerin yardımına koşmasının da, koşmamasının da mahzurları var. Ama gelinen noktada müdahale edilmemesinin sakıncaları çok daha fazla. Bundan da sonuçta (durgunluk, işsizlik, yaşam standardının düşmesi gibi) halk zarar görecek.
Bu ikinci şık, bütün dünyayı etkileyecek niteliktedir. ABD’deki finansal depremin artçı şok dalgaları Avrupa’dan Asya’ya kadar her yere yayılıyor. Bu bakımdan ABD’de krizi durduracak önlemlerin bir an önce alınması, herkesin (bu arada bizlerin de) yararınadır.