BİZ içeride gene sonu gelmeyen krizlerle uğraşırken, dışarıda önemli gelişmeler birbirini izliyor. Bunların bir kısmı bizden "uzaklarda" cereyan etse dahi, etkileri hepimizi ilgilendirir.
Dün dünyanın dikkatleri, biri Moskova'da diğeri Agra'da gerçekleşen iki anlaşma üzerinde toplandı. Çin - Rus antlaşması gibi Hint - Pakistan mutabakatı da, sadece Asya'daki değil, global dengeleri ve stratejileri etkileyebilecek nitelikte.
İki olayın da Türk diplomasisini ilgilendiren birçok yönü var.
* * *
RUS - Çin ilişkileri son yarım yüzyılda inişli - çıkışlı bir seyir izledi. İki komşu ülke Soğuk Savaşın başında, bir dostluk ve işbirliği antlaşması imzalamıştı. Ama bu belge, 1969'da sınır uyuşmazlığı nedeni ile silahlı bir çatışmanın çıkmasını önleyemedi. İdeolojik ve çıkar sürtüşmeleri yüzünden Rus - Çin ilişkileri bir süre soğuk kaldı.
Dün Başkan Putin ve Başkan Zemin arasında imzalanan yeni antlaşma ile bu ilişkiler yeni bir döneme giriyor. Şimdi ideolojiyi bir yana bırakıp pragmatik davranmayı yeğleyen iki ülke çeşitli her alanlarda işbirliğini pekiştirmeyi ve uluslararası platformda ortaklaşa hareket etmeyi amaçlıyor.
Putin ve Zemin'i böyle bir flörte iten birçok neden var. En son - ve önemli - etken, Başkan Bush'un "Nükleer Kalkan" projesidir. Nitekim dün imzalanan antlaşma Rusya ve Çin'in bu "tehdit"e karşı ortak bir cephe oluşturduklarını gösteriyor.
Yeni Rus - Çin oluşumu, bu aşamada bir askeri ittifak niteliğini taşımıyor. Ama ABD'nin nükleer kalkan konusundaki tavrını ısrarla sürdürmesi halinde, fiili bir bloklaşmaya - ve yeni uluslararası gerginliklere - gidilebilir.
Bunun yanı sıra Rusya ile Çin'in Orta Asya'da birlikte hareket etme kararı da herhalde Ankara'nın yakın izleyeceği bir gelişmedir.
* * *
HİNDİSTAN'ın Agra kentinde, tarihi Tac Mahal'in "gölgesinde" yapılan görüşmenin en mühim yanı, böyle bir buluşmanın gerçekleşmiş olmasıdır. Hint Başbakanı Vajpayee ile Pakistan lideri Müşerref'in attıkları cesur adım, iki ülke arasında bir barış süreci başlatıyor.
Keşmir konusunda yıllanmış anlaşmazlık nedeni ile gerginlik içinde yaşayan ve şimdi de nükleer silahlara sahip olan Hindistan ile Pakistan'ın çatışma riskini ortadan kaldıracak bir uzlaşma ve güven ortamı yaratması, kendileri için olduğu kadar bütün dünya için önem taşıyor.
Hint - Pakistan yakınlaşmasının gerçekleşmesi, iki ülke ile de iyi ilişkiler kurmak isteyen Türkiye'nin menfaati gereğidir. Nihayet, bu olay konuşmanın kavgaya tercih edilmesinin her zaman daha iyi olduğunu hatırlatıyor...