Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


NATO'nun Yugoslavya'ya karşı giriştiği hava harekatının altıncı haftasında, nihayet barışçı bir çözüm için ilk işaretler gelmeye başladı.
Bunlar henüz zayıf işaretler de olsa, savaşın durdurulması yönünde bir nebze umut veriyor.
Şu sırada - bombardımanlar tırmanarak devam ede dursun - diplomasi çarkı da dönüyor. BM Genel Sekreteri, Moskova'da temaslar yapıyor. Hafta başında ABD Dışişleri Bakan yardımcısı Strobe Talbott, peşinden Alman Savunma Bakanı ve Yunan Dışişleri Bakanı da Moskova'da idiler. Bu arada Başkan Yeltsin'in Balkan özel temsilcisi Viktor Çernomırdin dün Bonn, Roma ve Belgrad'ı kapsayan bir tura çıktı.
Haftalardan beri ilk kez, resmi ağızlardan iyimser değerlendirmeler duyuluyor. Rus Dışişleri Bakanı İgor İvanov, "bir ay öncesine oranla şimdi barışa daha yakınız" diyor. NATO Genel Sekreteri Solana önümüzdeki günlerde diplomatik alanda önemli gelişmelerin olabileceğini söylüyor. Ve Miloşeviç'in yardımcılarından Goran Matiç "bu hafta bir mutabakat çerçevesi ortaya çıkabilir" diye konuşuyor...
* * *
BÜTÜN bu "iyi haberler" Rusya'nın üstlendiği - ve şimdi BM'nin olduğu kadar NATO'nun da teşvik ettiği - arabuluculuk misyonunun ilk olumlu belirtileridir.
Gerçekten Kosova krizinin diplomatik yollardan sona erdirilmesi çabalarının sıklet merkezi Moskova'dır. Rusların bu meselede daha baştan izlediği politika tutarlı ve yapıcıdır.
Washington'daki NATO zirvesinde, Rusya'nın diplomatik çabalarının herkes için yararlı olabileceği sonucuna varılmış ve Talbott aracılığı ile Moskova'ya, üstlendiği misyona destek mesajı iletilmiştir.
Doğrusu şu sırada bu işi Ruslar kadar iyi yapabilecek bir kimse de yok. O kadar yok ki, BM Genel Sekreteri dahi bunu, Çernomırdin'e bir nevi "ihale" etmiş bulunuyor...
* * *
BU diplomatik misyondan bir sonuç çıkar mı?
İlk bakışta, tarafların pozisyonları birbirine çok zıt görünebilir: NATO öne sürdüğü beş koşulun tartışmasız yerine getirilmesini istiyor. Bu arada önce Sırp güçlerinin Kosova'dan çekilmesini ve bir NATO gücünün o bölgede konuşlandırılmasını şart koşuyor. Belgrad ise, böyle bir "işgal kuvveti"ne kesinlikle karşı ve her şeyden önce NATO bombardımanının kesilmesi şartı üzerinde ısrarlı...
Ama diplomasi, bu pozisyonları da birbirine yaklaştırabilir. Nitekim Çernomırdin'in yapmaya çalıştığı şey, NATO harekatının durdurulması ile birlikte, Sırp güçlerinin geri çekilmeye başlaması ve Kosova'da konuşlanacak askerlerin sadece NATO değil, (Rusların da dahil olacağı) bir BM Barış Gücü oluşturulmasıdır.
Savaşın durması, mültecilerin evlerine dönmesi ve siyasal çözüm için daha elverişli bir ortam yaratılması için, böyle bir formül, bir mutabakat zemini oluşturabilir.
Bombardımanlar ve Miloşeviç'in inadı ilelebet süremeyeceğine göre, sonunda bu veya buna benzer bir uzlaşma sağlanacaktır. Ama bu da zaman alacak ve epey sabır gerektirecektir...



Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr