Yorum Şimdi Başbakan olmaya hazırlanan, eski "Kosova Kurtuluş Ordusu" (UÇK) militanlarından 39 yaşındaki Taci'nin "yeni dönem"den veya kendi deyişiyle, "yeni yüzyıl"dan neyi kastettiği açık: Bağımsızlık...Nitekim seçim sonrası ilk konuşmasında, 10 Aralık'ta Kosova'nın bağımsızlığını ilan edeceğini de açıkladı.Kuşkusuz bu Kosova için tarihi bir dönüm noktası olacak ve yeni bir dönem başlayacak... Ama nasıl bir dönem?Eğer 2 milyon Kosovalının yüzde 90'ını oluşturan Arnavutlarla Sırplar arasında bir mutabakat sağlanabilse, mesele yok. Ama gerek Kosova'daki Sırp azınlık, gerekse Kosova'nın hukuken bağlı bulunduğu Sırbistan, bu bölgenin Belgrad'dan tamamen kopmasına şiddetle karşı...Kaldı ki, Kosova'nın siyasi statüsünü belirleyecek olan BM (ve bunun öncülüğünü yapan ABD-AB-Rusya "troyka"sı) bu şartlar altında Kosova'nın hemen bağımsız olması konusunda hemfikir değil. Kosova'daki seçimleri kazanan Demokrat Parti lideri Haşim Taci, bu zaferle ülkesinin yeni bir döneme girmekte olduğunu söyledi. Bu durumda, Haşim Taci'nin kullandığı ifadeye dönersek, evet, Kosova için yeni bir dönem başlıyor, ama eğer 10 Aralık'ta tek yanlı bağımsızlık ilan edilecekse, bu oldukça karışık, gergin, hatta çatışmalı bir dönem olacak.İlk bakışta Kosova'nın bağımsızlığa kavuşması, burada yaşayan halkın doğal hakkı sayılabilir. Kosovalı Arnavutlar, çok güçlü milli duygulara sahiptirler. Tito döneminde dahi Kosova'daki birçok Arnavut, merkezi yönetime karşı çıkıyor ve daha özerk bir statü istiyordu.Eski Yugoslavya'nın dağılmasından, federe cumhuriyetlerin peş peşe bağımsız olmasından sonra Kosova'da da aynı yönde bir akım başladı. Kosova Kurtuluş Ordusu'na mensup militanlar şiddet eylemlerine giriştiler. Belgrad yönetiminin bu hareketi bastırma gerekçesiyle giriştiği katliam 1999'da NATO'nun müdahale etmesine ve BM'nin de fiilen bu bölgenin yönetimini devralmasına yol açtı.Kosovalı Arnavutlar, Belgrad'dan ayrılan diğer bölgeler gibi, kendi kaderlerini belirleme (self - determinasyon) hakkına sahip olduklarını savunuyorlar. Ancak bu istek şimdiye kadar iki engelle karşılaştı! Birincisi, Sırbistan'ın "toprak bütünlüğü" ilkesi. Arnavutların bu isteğini ayrılıkçılık veya bölücülük olarak görenler var. İkincisi ise, Kosova'da yaşayan Sırpların, azınlık durumuna düşmek istememesi. Bu Sırplar eğer Arnavutlar bağımsızlık ilan edecekse, topluca yaşadıkları Kosova'nın kuzey bölgesinde kendi bağımsızlıklarını ilan etmek niyetinde olduklarını söylüyorlar!.. Devlet içinde devlet İşte Kosova'da 10 Aralık'ta tek yanlı bağımsızlık ilan edilmesi olasılığı daha şimdiden böyle tehlikelerin işaretini veriyor.Uluslararası camianın bu durumda ne tavır alacağı belli değil. Çünkü söz sahibi veya etkin ülkelerin çoğu aynı görüşte değil. ABD prensip olarak bağımsızlıktan yana. AB'nin ortak bir görüşü yok. Birçok üye bağımsızlığı benimsiyor. Ama ayrılıkçılık sorunuyla karşılaşan İspanya buna karşı. Kıbrıs Rum hükümeti ve Atina da, hem ayrılıkçılık kıstasından dolayı, hem de "Pan Ortodoks" dayanışma nedeniyle Kosova'nın bağımsızlığına itiraz ediyorlar. Rusya da benzer nedenlerle aynı paralelde yer alıyor...Kısacası, dış görünüşte bu sorun "toprak bütünlüğü" ile "ayrılıkçılık" arasındaki bir prensip çatışması olarak görünse de, pratikte konuyla ilgili ülkelerin tavrını esas belirleyen, kendi çıkarları ve o doğrultuda ortaya attıkları gerekçelerdir... Her kafadan bir ses! skohen@milliyet.com.tr YARIN: KOSOVA-KIBRIS İLİNTİSİ