Belçika'nın Laeken kentinde bugün yapılacak olan AB zirvesinin Türkiye açısından iyi geçmesi bekleniyor.
İki günlük toplantıların sonunda yayımlanacak bildiride yer alacak Türkiye'yi ilgilendiren bölümlerin taslağına bakılırsa, AB'nin yaklaşımı oldukça olumlu.
Bunda Türkiye'nin AB kriterlerine uymak konusundaki gayretlerinin, ayrıca son olarak Kıbrıs ve AGSP meselesindeki esnek tavrının büyük rol oynadığı açık.
Laeken doruğundan, Türkiye'nin üyelik perspektifini güçlendirecek bir sonuç çıkabileceğini şimdiden söylemek mümkün.
* * *
ZİRVENİN yoğun gündemi içinde Türkiye'yi yakından ilgilendiren şu konular var:
* AB KONVANSİYONU: Bu, 15 üye ile 13 aday ülkenin katılacağı bir kurultay. Amaç, AB'nin anayasasını hazırlamak, siyasal yapısını oluşturmak, gelecekteki yönünü belirlemek.
Konvansiyonda Türkiye'nin yer alıp almayacağı birkaç gün öncesine kadar belli değildi. Şimdi Ankara'nın da davet edileceği anlaşılıyor. Her ne kadar Türkiye, henüz üyelik için müzakere sürecine girmekten uzaksa da, AB'nin kendisine diğer adaylar gibi bir statü tanıması önemli bir gelişme...
* AGSP: AB'nin Acil Müdahale Gücü konusunda Türkiye ile AB arasında varılan mutabakat, şimdi zirvenin onayını bekliyor. Ancak bu kez Yunanistan mutabakat metnine itiraz ediyor ve bazı değişiklikler öneriyor. Yunanistan zirvede AGSP'nin gerçekleşmesini engelleyecek bir tavır sergileyebilir mi? AB üyeleri bu kadar önemsedikleri projenin daha bir süre havada kalmasına izin verir mi? Bu, herhalde son dakikada belli olacak. Ama Türkiye, üstüne düşenini yapmış olmanın rahatlığı içinde...
* GENİŞLEME: Zirvede AB'nin genişleme süreci de ele alınacak. Bu çerçevede Türkiye'ye nasıl bakıldığı, performansının nasıl değerlendirildiği, ilerisi için ne düşünüldüğü daha açık biçimde anlaşılacak. Türk diplomasisi daha düne kadar, bu konuda bildiride daha net bir perspektifin verilmesi için yoğun çaba harcadı.
* KIBRIS: Bildiride Kıbrıs'ın üyeliği ile ilgili bölüm, Rum kesiminin müzakere sürecinin planlandığı gibi ilerleyeceği izlenimini veriyor. Ama öte yandan AB, Kıbrıs'la ilgili görüşmelerin yeniden başlamasından duyduğu memnuniyeti ve beslediği umutları da dile getiriyor...
* * *
BİR AB'li diplomata göre, "Laeken zirvesi AB'nin şimdi Türkiye'yi eskisinden daha fazla kendisine yakın hissettiğini gösterecek".
Aslında 2002 yılı, Türkiye - AB ilişkilerinde belirleyici bir dönem olacak. Bu nedenle Türkiye'nin "ev ödevi"ni hızla tamamlaması (örneğin Anayasa değişikliği doğrultusundaki uyum yasalarını çıkarması) gerekiyor. Kıbrıs işinde de ilerleme olursa, hava daha da Türkiye'nin lehine dönecek.
1 Ocak'tan itibaren İspanya AB dönem başkanı oluyor. İspanya gerçekten Türkiye'nin üyeliğini arzulayan ve bu uğurda önümüzdeki 6 ay ciddi çaba harcamaya hazırlanan bir ülke. Ondan sonra dönem başkanlarının sıra ile Danimarka ve Yunanistan olacağını dikkate alarak "İspanya dönemini" bir fırsat olarak değerlendirmekte büyük yarar var...