Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"Mesele" nedir?İlk bakışta basit: Lübnan halkı Suriye askerlerinin ülkeden çekilmesini istiyor. Uluslararası camia da bunu destekliyor.Başkan Beşar Esad bu durum karşısında Lübnandan çekilmeye razı oldu...Ama "mesele" çok daha karmaşık: Bir kere, Lübnan halkının çoğunluğu, "aşamalı" değil, "derhal, topyekun çekilme" talebinde ısrar ediyor. Bu önümüzdeki günlerde "mesele"nin daha kızışmaması, hatta Lübnanın yeni bir istikrarsızlığa sürüklenmesi ihtimalini artırıyor..."Mesele"nin bir de Suriye ayağı var: İlan edildiği şekli ile "geri çekilme" kararı, uluslararası camianın Esad yönetimi üzerindeki baskılarına son verecek mi? Yoksa özellikle ABD "Beyrut üzerinden Şamı yola getirme"ye, hatta Suriyede rejimi değiştirmeye çalışacak mı? Bu olasılık da, bölgenin yeni gerginliklere sahne olabileceğini düşündürüyor...* * *Dün Suriye ve Lübnan arasında varılan anlaşma, aslında son günlerde sokaklara dökülen Lübnan halkının -ve de Lübnan demokrasisinin- bir başarısıdır.Ancak şimdiye kadar tam bir birlik - beraberlik sergileyen Lübnanlılar arasında çatlak seslerin yükselmeye başladığını görüyoruz. Hizbullah, çoğunluğun isteğine ters düşen bir çıkışla, "Suriye çekilmesin" diyor. Şii örgüt, şimdi kendi yandaşlarını sokaklara dökülmeye çağırıyor. İşte bu tehlikeli. Son dönemde istikrara ve rahata kavuşan Lübnanda iç çekişmelerin yeniden başlaması, ülkeyi yeniden 1970lere geri götürebilir.Lübnanın tam egemenliğine sahip olması ve yeni demokratik bir rejime kavuşması kuşkusuz çok önemli. Ama istikrarını ve ulusal birliğini koruması da bundan daha az önemli değil...* * *Lübnandaki gösteriler, istifa etmek zorunda kalan hükümet kadar, Suriyenin bu ülkedeki varlığının "istenmediğini" ortaya koydu: Çoğu Lübnanlı (özellikle genç kuşak) 30 yıl önce "kurtarıcı" olarak gelen Suriye askerlerine "işgalci" olarak bakmaya başladı. Kuşkusuz Şam yönetimini bu mesajı ciddiye almaya sevk eden husus, Lübnanlıların bu eğilim olduğu kadar, uluslararası camianın da buna hararetle arka çıkması oldu. ABDden Fransaya, Arap Birliğinden BMye kadar pek çok ülke ve kuruluş böyle davranınca, Beşar Esad Suriyenin düştüğü yalnızlığı hissetmekte ve genel eğilime uymaktan başka çaresi olmadığını anlamakta gecikmedi.Kuşkusuz bu onun için zor bir karardı. Şamda "dış baskılara" ve "geri adım atmaya" karşı olan çevreler çok. Genç Başkanın Suriyedeki "establishment"i ve "derin devlet"i kontrol altına almakta sıkıntı çektiği, öteden beri biliniyor.Ancak Başkan Esad, bu kararı dış baskılarla değil, Lübnan yönetimi ile ortaklaşa aldığını, bunun da Suriye-Lübnan stratejik ortaklığını daha sağlam temellere oturtacağını öne sürerek, otoritesini ve etkinliğini sürdürebilir.Mesele, bu karardan sonra Şam üzerindeki dış baskıların devam edip etmeyeceğidir. Açıkçası ABDnin stratejisi, Esad yönetimini -şimdiki politikasını değiştirmediği sürece- yıpratmaktır. Bush yönetimi, demokrasi rüzgarlarının şimdi Şama da uzanacağını umuyor. Washington bunu manipule etmeye hazır görünüyor. Ancak bunun da bölgede yeni sürtüşmelere ve gerginliklere yol açması tehlikesi var... skohen@milliyet.com.tr Bazı çevrelerin ciddi kuşkularına karşın, Suriyenin Lübnandan gerçekten çekileceğini varsayalım: O zaman mesele hallediliyor mu?