Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yunan Meclisi’nin çaresizlikten, “metazori” kabul ettiği “kemerleri sıkma” programı, ülkeyi iflas “trajedisi”nden kurtarabilecek mi? Yunan hükümeti ve halkı, AB, IMF ve Avrupa Merkez Bankası’ndan oluşan “troika”nın mali destek için koştuğu şartları yerine getirebilecek mi?
Evet, Yunan Parlamentosu bu “acı reçete” için yeşil ışık yaktı, ama Papandreu yönetiminin ve Yunan milletinin bunu harfiyen uygulayıp uygulayamayacağı, şüphe ile sorulan bir soru.
Kuşkusuz hükümetin yeni zamlar ve vergiler, devlet sektöründe işten çıkarmalar, büyük çapta özelleştirmeler gibi ağır koşullar içeren bu programı parlamentodan geçirebilmesi, önemli bir adım. Düşünün, eğer bu kararlılık gösterilmeseydi ve meclis de “hayır” deseydi, şu anda Yunanistan iflas bayrağını resmen çekmek zorunda kalacaktı. Bu da özellikle AB’nin Euro bölgesinde, zaten mali durumları hassas olan (İrlanda, Portekiz, İspanya gibi) ülkeler üzerinde bir “domino etkisi” yapacaktı...
Neyse ki, Papandreu’nun Sosyalist partisinin meclisteki bıçak sırtındaki çoğunluğunun “evet” demesi sayesinde Yunanistan uçurumun kenarında durabildi, AB ve bütün dünya da “şimdilik” de olsa, rahat bir nefes alabildi

Astronomik borç
Bu olayın kısa vadede bazı olumlu yanları var tabii.
- Yunanistan ve ona kredi açan ülkeler ve kurumlar, zaman kazanmış oluyor. Yunanistan böylece çok acil ihtiyacı olan 12 milyar euro’luk bir yardım alıyor. Bu para zamanında gelmese, hükümet memur maaşlarını bile ödeyemeyecek! Bu meblağ “troika”nın Yunanistan’a vaat ettiği uzun vadeli 110 milyar euro’luk yardım paketinin sadece bir dilimi. Her şey yolunda gittiği görülürse 3 ay sonra, bir dilimi daha ödenecek.
-Yunanistan bu desteğe hak kazanmak için, “kemer sıkma” önlemlerini hayata geçirecek. Bu bağlamda, ilk aşamada 28 milyar euro’luk bir tasarrufa girecek. Bu da şişkin devlet kadrolarının daraltılması, vergi mevzuatının değiştirilmesi, limanlardan telekomünikasyona kadar çeşitli devlet işletmelerinin özelleştirilmesi gibi köklü reformların yapılmasını gerektiriyor. Bir bakıma Yunanistan bu sayede ekonomik düzeninde bir “yeniden yapılanma” sürecine girmiş olacak. Bunun ironik tarafı, bir dizi liberal tedbirleri hayata geçirme işinin sosyalist PASOK iktidarına düşmesidir!
- Yunanistan’ın artık geldiği kritik noktada geçmişteki hatalarının bedelini bir şekilde ödemesi kaçınılmazdı. Ülkenin toplam dış borçları 340 milyar euro gibi astronomik bir rakam tutuyor. Bu, her Yunanlının 30 bin euro borcu olduğu anlamına geliyor! Borç yükünden ancak yeniden borçlanarak ve bu arada kendine çeki düzen vererek kalkabilir. “Troika” Yunanlılara bu şansı veriyor; ama tabii bunun örtesi Yunanlılara ait...

Sıcak yaz
Yeni “kemer sıkma” paketinin yukarda saydığımız avantajlarına karşılık, sakıncaları ve riskleri de var.
-Bu programın bir “çıkış yolu” mu olacağı yoksa bir “çöküş süreci” mi başlatacağı, zamanla anlaşılacak. Bazı ekonomistler, uygulanacak yöntemlerin ekonomik hayatı büsbütün felce uğratacağını, bu tedbirlerin daha fazla durgunluk ve işsizlik getireceğini öne sürüyorlar.
- Bu tedbirlerin -daha hayata geçirilmeden- halkın öfkesini ne kadar çektiği, ardı arkası kesilmeyen protesto gösterileri ile açıkça belli oluyor. Korkulan şey, bu tedbirler uygulandıkça, halkın sokaklara dökülmesidir. Bu ciddi sosyal patlamalara da yol açabilir. Yunanistan için en ciddi tehlike de budur.
Komşumuz “çok sıcak bir yaz” geçirecek gibi görünüyor...