Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



ULUSLARARASI camia Irak meselesinde, Irak'ın kendisi gibi o kadar bölünmüş ve cepheleşmiş durumda ki, Türkiye'nin oraya asker göndermeye karar vermesin konusunda farklı ve çelişkili tepkiler göstermesi doğal.
Dünya basınına bakınca, gazetelerin ve yorumcuların Türkiye'nin kararını kendi eğilimlerine (bazısının da Türkiye ile ilgili önyargılarına) göre, değerlendirdiklerini görüyoruz. Tabii genelde ABD basını memnun. Arap medyası karşı ve kaygılı. Avrupa gazetelerinin bir kısmı kararı eleştiriyor ve bunun Irak'ı daha karıştıracağını iddia ediyor; bir kısmı ise Türkiye'nin Irak'ın istikrarına katkıda bulunacağını ve kendisinin bundan kazançlı çıkacağını öne sürüyor.
***
ÇEŞİTLİ merkezlerden farklı ve çelişkili seslerin duyulması doğal da, Irak'tan, özellikle sorumlu mevkilerde bulunanlardan ters tepkilerin gelmesi önemli.
Gerçekten Irak Mehmetçiği istemiyor mu? Durum bu ise, Türkiye'nin "metazori" Irak'a asker göndermesi doğru mu?
Bunun üzerinde durmak lazım.
Irak'ın geçici hükümeti durumundaki Konsey, aslında ABD'nin bir "kreasyonu". Yani 25 kişilik bu yönetimi kuran Washington. ABD'nin Türk askerini istemesine rağmen, Konsey'in buna karşı çıkma cesaretini göstermesi, anlamlı.
Aynı şekilde Kürt liderleri de, Türk askerini istemiyor. Hatta bazısı daha ileri giderek tehditkar ifadeler de kullanıyor.
Gerek Konsey'in, gerekse Kürt liderliğinin "ABD işgali"ne karşı çıkmazken (hatta Kürtler Amerikalıları "kurtarıcı" olarak görürken) olası Türk askeri varlığını "işgalin bir parçası" olarak nitelendirmesi çok garip ve büyük çelişki...
***
BUNUN neden böyle olduğunu iyi incelemek gerek.
Kürt liderlerinin tutumu, Türkiye'ye karşı duydukları derin güvensizliğin ve kaygıların bir sonucu. Onların kanısınca Türk askeri Irak'a aslında Kürt ulusal emellerini engellemek, onları baskı altında tutmak için gidecek. Irak'ta konuşlandıktan sonra da oradan kolay kolay çekilmeyecek, Ankara'nın "yayılmacı" politikasını uygulayacak.
Türkiye'nin Irak'taki askeri varlığına karşı çıkan Arap, Şii veya Sünni kökenli Iraklılara gelince, onların da itirazları, benzer şüphe ve endişelerden kaynaklanıyor. Gerçekten Irak'ta Türkiye'nin topraklarında gözü olduğu fobisini taşıyanlar var.
Dolayısı ile Irak toplumunun bu duygu ve düşünceleri taşıyan kesimleri, Türkiye'ye karşı bir nevi "ret cephesi" kurmuş durumda. Gerçi ABD şimdi Irak Konseyi'nin tavrını değiştirmek veya yumuşatmak için uğraşıyor. Irak'ta "patron" ABD olduğuna göre, sonunda onun istediği olur. Ancak, bu insanların duyguları ne kadar değişir? Bu da sorulmaya değer...
***
BU durumda Türkiye'nin yapacağı şey, öncelikle Irak (ve Kuzey Irak) politikasına açıklık getirmek, Türk askerinin oraya hangi amaçla gideceğini ve Ankara'nın iddia edilen emeller peşinde koşmadığını inandırıcı biçimde anlatmaktır.
Bunun için "ret cephesi"nin yöneticileri ve çeşitli kesimlerin önde gelenleri ile iyi bir diyalog kurmak, onları ikna etmeye çalışmak gerek. Asker gitmeden önce bu işi hızla halletmeli...