Yorum Müşerref'e göre, Pakistan'ın halen içinde bulunduğu şartlar karşısında "hareketsiz kalmak, intihar demek olurdu." Onun deyişiyle Pakistan'da terör, aşırılık, karmaşa, ülkenin güvenliğini ve birliğini ciddi şekilde tehdit ediyor. Yargı ve medyanın tutumu da, yönetimin işleyişini felce uğratıyor.General Müşerref bu gidişata son vermek için, olağanüstü hal ilan ederek fiilen anayasanın öngördüğü hak ve özgürlükleri askıya alıyor, muhalif siyaset ve kanun adamlarını gözaltına alıyor, medyaya sansür koyuyor, vs... Demokrasi mi, güvenlik mi? Bunlardan hangisi öncelik taşır? Pakistan Devlet Başkanı General Pervez Müşerref'in ülkede olağanüstü hal ilan ederken, ulusuna ve dünyaya sesleniş konuşmasında öne sürdüğü gerekçeler, kendisinin ikinci şıktan yana olduğunu ortaya koydu. Pratikte bu olanlar, Pakistan'da demokrasi sürecinin durdurulduğu anlamına geliyor. Oysa daha birkaç hafta öncesine kadar, önümüzdeki ocak ayında yapılacak genel seçimler için müsait bir ortam yaratılıyor, Benazir Butto Karaçi'ye dönüyor, hatta muhalefetle Müşerref arasında bir uzlaşmadan söz ediliyordu...Bu U-dönüşün en önemli nedeni, kuşkusuz Yüksek Mahkeme'nin hâlâ silahlı kuvvetlerin başı olan General Müşerref'in geçen ay parlamento tarafından cumhurbaşkanı seçilmesini yasalara aykırı sayması ve bu yönde bir açıklama yapmaya hazırlanmasıdır. Müşerref'in "ikinci darbe"sinin, Yüksek Mahkeme'nin kararını ilan edeceği tarihe denk gelmesi, basit bir rastlantı olmasa gerek...Aslında Müşerref ile yüksek yargı organı arasındaki sürtüşme, aylardan beri devam ediyor. Bu yılın başlarında General, Yüksek Mahkeme başkanını görevinden atmıştı. Daha sonra yargıçlar onu tekrar işinin başına getirdiler.Müşerref yargının siyasete bulaştığı, kendi rejimine karşı çıktığı ve hatta terörle mücadelede radikal unsurlara meylettiği iddiasında. Yargı organının ileri gelenleri ise, anayasal hak ve özgürlüklerin korunmasında bağımsız hareket ettiklerini, ancak Müşerref'in bir diktatör gibi davrandığını öne sürüyorlar.Ne gariptir ki şimdi varılan noktada, Pakistan'da yargıçlar başta olmak üzere, demokrasiden yana liberal güçler, aşırı dinci ve şiddet yanlısı radikal unsurlarla kendilerini aynı safta buluyorlar! Yargıyla sürtüşme Müşerref'in Batılılara "Bize anlayış gösterin" mesajını vererek ortaya koyduğu gerekçelerde hakikat payı olduğu kuşkusuz.Gerçekten Pakistan çok ciddi güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya. Taliban ve El Kaide özellikle ülkenin kuzey bölgelerinde giderek hâkim duruma geliyor. Afgan sınırının kontrolü daha da zorlaşıyor. Köktendinci hareketler ülkenin her tarafına yayılıyor. Bu akımlara bağlı terör de tırmanıyor. Merkezi yönetim ve özellikle Müşerref, içeride çeşitli çevrelerin ağır baskıları altında...Müşerref'in devlet otoritesini yeniden kurması, şiddete ve aşırılığa son vermesi, büyük bir zorunluk. Bütün mesele bunun nasıl sağlanabileceğidir. Demokratik düzeni sarsmadan alınacak etkin önlemlerle mi? Yoksa güvenlik gerekçeleriyle "demir yumruğu" vurarak mı?Bu ikinci şık, daha kolaycı bir yol olarak görünebilir. Ne var ki, bunun da ters sonuç verme riskleri vardır. En tehlikelisi, olağanüstü hale karşı çıkanların sokaklara dökülmesi, askerle sivillerin karşı karşıya gelmesi, hatta ordu içinde de huzursuzluğun baş göstermesidir. Şimdi bu yönde alarm zilleri çalıyor... skohen@milliyet.com.tr Alarm zilleri çalıyor