"Kuzey Atlantik İttifakı Örgütü" anlamındaki NATO terimi İngilizce "North Atlantic Treaty Organization" sözcüklerinin baş harflerinden oluşuyor.Kriz dönemlerinde diplomatlar, gazeteciler bu baş harfleri -gene İngilizce olarak- şöyle değiştiriyorlar: "Now Almost Totally Obsolete". Türkçesi: "Şimdi Neredeyse Tamamen Demode"!Bugünlerde NATO kulislerinde bu espri, Afganistan'a "ek asker gönderme krizi" vesilesiyle yapılıyor...57 yıllık NATO şimdi gerçekten Afganistan sorunu yüzünden "demode" mi oluyor veya eski gücünü mü kaybediyor? DÜNKÜ "Guardian" gazetesi, NATO çevrelerinde zaman zaman dile getirilen eski bir şakayı hatırlattı. Soğuk Savaş'ın patlak verdiği dönemde kurulan NATO, Berlin Duvarı'nın yıkıldığı güne kadar, görevini ve işlevini çok net tanımlamıştı. Amacı Sovyet yayılmacılığına karşı "caydırıcı bir güç" oluşturmak, kapsadığı geniş Kuzey Amerika-Avrupa (Türkiye dahil) bölgesinde güvenliği korumak ve müttefikler arasında askeri, siyasi alanda işbirliği ve dayanışma sağlamaktı.Soğuk Savaş bittikten ve SSCB dağıldıktan sonra, NATO giderek "genişledi" (halen üye sayısı 26) ve misyonunun sınırlarını da (Avrupa'nın dışına) taşıdı.Avrupa coğrafyasında yer alan Balkanlar'daki çeşitli misyonlarından sonra, NATO ilk ciddi "sınır ötesi" operasyonunu Afganistan'da gerçekletirdi. BM'nin bu ülkeye çokuluslu bir barış gücünün konuşlandırılması işini fiilen NATO üstlendi.Aslında NATO Afganistan'da başta barışı koruma ve ülkenin yeniden yapılanmasına önayak olma gibi işlevlerinde iyi sonuçlar aldı. Ancak ülkenin güneyinde hâkim durumda olan Taliban, son zamanlarda Kâbil dahil, diğer bölgelerde de ortaya çıkıverince, iş değişti. Bu kez ABD ile birlikte NATO da hedef oldu, hele Güney bölgesindeki güçler bu yeni gerilla savaşında yetersiz ve çaresiz kaldı...Bu durumda NATO siyasi ve askeri liderleri, üye ülkelerden mevcudun dışında (yaklaşık 20 bin asker) "ek kuvvet" (en azından 2500 asker) istedi. Ne var ki, müttefikler böyle bir katkıda bulunmaya hiç de istekli değil. Nitekim birçoğu bu talebi geri çevirdi. Dün bin asker vereceğini bildiren Polonya dahi ancak önümüzdeki şubatta sözünü yerine getirebileceğini belirtti! Sınırların ötesinde Bu isteksizliğin çeşitli nedenleri var tabii. Birçok Avrupa ülkesi, kamuoyunun da baskısıyla, askerini tehlikeye atmaktan çekiniyor. Afganistan şimdi gerçekten tehlikeli bir savaş alanına dönüşmüş durumda... Ayrıca Avrupalıların çoğu, bunu daha çok "ABD'nin savaşı" olarak görüyor ve buna daha fazla bulaşmak istemiyor...Türkiye de, "ek asker" vermek istemeyen ülkelerden biri. Ankara açısından bunun değişik nedenleri var. Aslında Türkiye'nin Afganistan'daki askeri varlığı, daha önce mutabık kalınan "görev tanımı"na dayanıyor. Bu da Mehmetçiğin belirli bir misyonla, belirli yerlerde (Güney'de değil) konuşlanmasını öngörüyor... Kaldı ki, Türkiye de Avrupalı müttefiklerin görüşlerini paylaşıyor, askerini tehlikeye atmak istemiyor. Bir de giderek yaygınlaşan şöyle bir hava var: "Batı bizim terörle mücadelemizde ne yaptı ki, biz onların isteğine uyalım"...Nedenleri ne olursa, NATO'da Afganistan'a "ek asker" için duyulan isteksizlik ve çekingenlik, ittifakın "sınır ötesi misyonları" ve "yeni rolleri" konusunun iyice ele alınması gereğini ortaya koyuyor. Yoksa NATO gerçekten "demode" bir örgüte dönüşebilir... skohen@milliyet.com.tr Görevimiz tehlike!