Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


ABD Temsilciler Meclisi'nde Ermeni yanlısı tasarının akıbeti bugün - yarın belli olacak. Yani dananın kuyruğu bu hafta kopuyor. Meclis Genel Kurulu'nun soykırım iddialarını tescil etmeye yönelik tasarıyı onaylaması halinde, Türkiye ABD'ye ve Ermenistan'a karşı bir dizi yaptırımı içeren eylem planını uygulamaya kararlı.
Bundan özellikle Ermenistan'ın zararlı çıkacağı kesin. Bunu Erivan ve Ermeni "diaspora"sındaki aktivistler bilmiyor mu? Bu tehlikeyi görmemek için kör olmak lazım. O halde böyle bir maceraya neden girişiyorlar? Esas hedefleri ve stratejileri nedir? Bu konuda Ermenistan devleti ile Ermeni diasporası arasında bir eşgüdüm var mı?
* * *
BU sorular, Türkiye'nin saygın düşünce kuruluşlarından TESEV'in geçen cuma günü İstanbul'da düzenlediği bir toplantıda enine boyuna tartışıldı. Ankara'dan yetkililerin, yabancı diplomatların çeşitli üniversitelerden akademisyenlerin ve yazarların katıldığı bu "beyin fırtınası"nın ışığında, edindiğimiz bilgi ve izlenimleri şöyle özetleyebiliriz:
* Ermenistan SSCB'nin dağılması sırasında, daha bağımsızlığını ilan ederken, Türkiye konusunda izleyeceği politikanın ipuçlarını vermişti. Nitekim Egemenlik Bildirgesi'nde, "Ermeni soykırımı" ile "Batı Ermenistan" diye nitelenen Doğu Anadolu vilayetlerine ilişkin niyetlerden açıkça söz ediliyor. Bağımsızlık Deklarasyonu'nda da bu iki husus (ve de Yukarı Karabağ sorununa) atıf var.
Ermenistan Anayasası'nda bu iki belgeye bir gönderme yapılması da, Erivan'ın kafasında ve kalbinde neler yattığını gösteriyor. Ayrıca Ermenistan bayrağında sembol olarak da Ararat (Ağrı Dağı) yer alıyor...
* Türkiye, SSCB'nin dağılmasından sonra yeni kurulan tüm cumhuriyetler gibi Ermenistan'ı da hemen tanıdı. Ankara Ermenistan dışında hepsi ile diplomatik ilişki kurdu, ancak Erivan'ın sergilediği tutum nedeni ile beklemeyi yeğledi. Ter Petrosyan yönetimi sırasında çeşitli temaslarda Erivan'ın Türkiye'ye karşı olumsuz niyetleri olmadığı sinyalini vermesini bekledi. Bu beklentiler gerçekleşmediği gibi, Robert Koçaryan'ın işbaşına geçmesinden sonra Ermenistan'ın tavrında bir sertleşme görüldü...
* Erivan'ın stratejisi doğrultusunda, Ermeni diasporasındaki aktivistler ve özellikle ABD'deki Ermeni lobisi soykırım iddiasını gündeme getirerek atağa kalktı. ABD'deki bu atak, seçimlere denk getirildi. Yani ABD Temsilciler Meclisi'nden soykırım iddiası lehinde bir karar çıkarmak isteyen Ermeniler, "oy gücü"nü kullanmayı fırsat bildiler. Bu "California yapımı" girişim (Ermeni seçmenleri özellikle bu eyalette toplanmıştır) sonuçta ABD Temsilciler Meclisi'ni ülkenin hiç de çıkarlarına uygun olmayan bir badireye sürüklemiş bulunuyor...
ABD'deki olay, aslında bu ülkedeki Ermeni aktivistlerinin ve yanlılarının işidir. Ama, bu girişimin Erivan'ın tam desteğine sahip olduğu kuşkusuz. Yani bu kampanya ABD'deki Ermeni örgütleri ile Ermenistan arasında tam bir işbirliği içinde yürütülmüştür. Aynı şey, Avrupa'daki Ermenilerle Erivan arasındaki eşgüdüm için de söylenebilir. İnisiyatifin sahibi diasporadaki Ermeni aktivistleri olsa dahi, bunun arkasında (bazen önünde) Erivan vardır. Daha geçenlerde Koçaryan'ın Moskova'daki bir demecinde, kendisinin sadece Ermenistan devletinin değil, dünyadaki tüm Ermenilerin başı olduğunu söylemesi, anlamlıdır...
* * *
BU gerçekler ne yazık ki dışarıda pek bilinmiyor. Aslında Türkiye'de de iyi bilindiğini söyleyemeyiz. Bu da, Ankara'nın konunun etraflıca araştırılmasında ve bulguların Türk ve dünya kamuoyuna duyurulmasında başarılı olmadığını gösteriyor.
Ankara şimdi Ermenistan'a karşı düşündüğü bir dizi yaptırımı uygularsa, Türkiye aleyhindeki kampanyalar ve ataklar son bulacak mı? Erivan diasporaya "dur" diyecek mi ve böyle derse sözünü geçirebilecek mi? Diasporanın Türkiye'nin yaptırımlarına karşı tutumu ve tepkisi ne olacak?
Bunları da araştırmak ve tartışmak lazım...


Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr