DEMOKRASİ mi, teknokrasi mi?
Konu böyle basit bir tercih şeklinde sunulursa, tabii ki çoğunluk birinci şıktan yana çıkacaktır.
Ama, Türkiye'nin gündemine birdenbire oturan bu mesele, çok daha derin ve karmaşık. Ayrıntıya inildiğinde de yukarıdaki sorunun yanıtı çok daha zor oluyor.
* * *
KRİZDEN kurtuluş arayışları arasında son günlerde ortaya atılan "teknokrat hükümet" veya "ara dönem" fikrinin temelindeki argüman şu: Şimdiki sistemle, bu partilerle, bugünkü yöneticilerle Türkiye'yi düzlüğe çıkarmak mümkün olmuyor. Zaten demokrasi de doğru dürüst çalışmıyor. Böyle yürümez. Köklü bir değişim gerek...
Bu argüman, herkesin gözlediği gerçeklere dayanıyor. Mesele, bu durumun nasıl düzeleceği, bunun için nasıl bir çare bulunacağıdır.
* * *
TEKNOKRATLARDAN oluşan hükümet ve Türkiye'nin bir dönem bu şekilde yönetilmesi fikri, ilk bakışta cazip gelebilir. Ancak bunun detaylı bir değerlendirmesi, bir dizi soruya - ve de kuşkulara - yol açıyor.
Teknokrat hükümeti kim, ne şekilde atayacak? Türkiye 1971'de böyle bir deneyim geçirmişti. Ama o zaman, ordu müdahale etmiş ve bu yeni oluşuma yön vermişti...
Teknokrat hükümetin kurulması için, hükümeti oluşturan partilerin bu formülü benimseyip çekilmeleri gerekir. Oysa koalisyon ortakları dahil, tüm partiler bu fikre karşı çıkıyorlar...
Diyelim ki teknokrat hükümet kuruldu. Bunun girişeceği köklü değişiklikler için siyasi destek gerekmez mi? Meclis feshedilmeyeceğine, demokratik kurumlar susturulmayacağına göre, böyle bir konsensüs sağlanabilecek mi? 1971'deki teknokrat hükümette yer alan Atilla Karaosmanoğlu, önceki günkü demecinde, gereken siyasi desteği alamadıkları için, acı bir tecrübe geçirdiklerini belirtiyordu.
Ve en önemlisi: Ara dönemin ne kadar sürmesi gerekir? Bunu da kim belirler? Ya işler uzarsa ne olur? Bu arada dış destek sağlanabilir mi? Batı buna ne gözle bakar?..
* * *
TÜRKİYE'yi çok iyi bilen bir Batılı diplomat dün bize şöyle dedi: "Teknokrat sözcüğü ile bir terminoloji hatası yapılıyor. Krizin üstesinden gelmek için mutlaka siyasetin dışından, topyekün bir teknokratlar hükümeti kurmaya gerek yok. Şimdiki koalisyonda değişiklikler yapılabilir; hatta birkaç Derviş de buna dahil edilebilir"...
Bir başka diplomat "teknokrasinin Türk toplumunda demokrasiye bir alternatif olarak görülebileceğini ve otoriter eğilimleri güçlendirebileceğini" söylüyor. Ona göre Türkiye'nin açmazdan çıkması için, "sivil toplumun ve tüm siyasal güçlerin, reform programlarını birlik içinde harfiyen uygulaması yeterlidir"...
ABD'nin Hoover Enstitüsü'nden siyasal bilimci Larry Diamond, geçenlerde "Journal of Democracy" dergisindeki bir makalesinde demokrasisi gelişme halinde olan ülkelerin sorunlarını çoğulcu sistem içinde pekala halledebileceklerini belirtiyor ve ara rejim gibi yollara başvurmak yerine, "demokratik sistemi pekiştirme"nin tercih edilmesi gerektiğini savunuyordu. Türkiye'nin tercihi de herhalde bu yönde olmalıdır...