AZERBAYCAN Anayasası, cumhurbaşkanının en çok iki dönem için seçilmesini öngörür. Geçen ekim ayında ikinci kez seçilen Cumhurbaşkanı İlham Aliyev bu kurala göre, 2013 yılına kadar görevinde kalabilir, ama bir daha adaylığını koyamaz.
Aliyev 5 yıllık ikinci dönemi yeterli görmüyor. Ona göre ülkede istikrarın korunması, gelişmede sürekliliğin sağlanması için, cumhurbaşkanının ömür boyu işbaşında kalması ilkesi benimsenmelidir.
Aliyev’in bu fikri -ve arzusu- bugün Azerbaycan’da halkoyuna sunuluyor. Referandumdan “evet” çıkarsa, Anayasa’da, seçilmiş cumhurbaşkanının ömür boyu bu mevkide kalmasını sağlayacak değişiklik yapılacak.
Bugünkü referandumun sonucunu tahmin etmek zor değil. Aliyev’in istediği olacak. Kabul etmeli ki, çoğunluğu temin edecek kadar popülaritesi var. Üstelik, muhalefetin önemli bir kesimi (başta Halk Cephesi olmak üzere) bu referandumu boykot etmeye karar verdi. Bu nedenle de sandıktan fazla sayıda “hayır” oyunun çıkması beklenmiyor.
Siyasi ihtiras
AZERBAYCAN’da cumhurbaşkanının ömür boyu görevinde kalması çok mu gerekli? Bu ülkeye ne kazandırır?
Yarı demokratik bir yapıya sahip ülkelerde, otoriter eğilimli liderler, iyi yaptıklarına inandıkları işleri, kesintisiz sürdürebilmek için, böyle bir yasal imtiyaza sahip olma ihtiyacını hissederler.
Bunun başka ülkelerde de örnekleri var. Son olarak Venezuela’da Hugo Chavez’e ömür boyu iktidarda kalmayı sağlayan benzer bir halkoylaması yapıldı.
Tabii bir lidere, popüler olduğu bir sırada dahi, böyle bir ayrıcalık tanımanın ne kadar doğru olduğu sorulmaya değer. Yakın geçmişte siyah Afrika’dan Latin Amerika’ya kadar bazı ülkelerin sonradan hüsrana uğradıkları görülmüştür.
İlham Aliyev’in 2013’ten sonraki yıllarda da işbaşında kalmak hırsının ve bunu daha şimdiden garanti altına almak arzusunun nedenlerini anlamak zor. Azeri liderinin geleceğe yönelik niyet ve projelerini gerçekleştirmek için, daha yeni başlayan koca ikinci dönem yetmiyor mu?
Aslında Aliyev, Azerbaycan’ın istikrar içinde kalkınmasında başarılı bir performans gösterdi. Son yıllarda özellikle petrol ve doğalgaz kaynaklarının büyük getirileriyle, Azeriler gerçekten daha yüksek yaşam standartlarına ulaştılar. Azerbaycan, gelişme hızı en yüksek ülkelerin arasına girdi. İlham Aliyev uluslararası ilişkilerde de bölgesel bir aktör konumuna geldi.
Hedef medya
ANCAK Azerbaycan demokrasi alanında benzer bir performans gösteremedi. Aksine, son zamanlarda özgürlük kısıtlamaları, baskılar artmaya başladı.
Tabii Aliyev yönetimi, muhalefet partilerini medyayı ve sivil toplum kuruluşlarını, sorumsuz davranmakla ve ulusal çıkarları zarara uğratmakla suçluyor. Bunda bir ölçüde gerçek payı olabilir. Ancak bugünkü iktidar -örneğin büyük yolsuzluklarla ilgili- eleştirileri susturmaya kalkışmakla, gerçekte istikrara ve ulusal çıkarlara hiç hizmet etmiyor.
Aliyev yönetimi halkoylamasına paralel olarak meclisten de medyanın ifade özgürlüğünü iyice kısacak olan bir yasa çıkartmayı planlıyor. Sunulan tasarı pratikte eleştiri hakkını ortadan kaldırıyor, gazeteciler ve medya organlarına karşı ağır cezalar öngörüyor.
Bu çerçeve içinde, cumhurbaşkanının ömür boyu iktidarda kalmasının, ülkenin siyasi geleceği açısından ne kadar büyük risk taşıdığı açıkça ortaya çıkıyor.