CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün Irak’ı ziyareti sırasında Kuzey Irak’tan söz ederken zımnen Kürdistan terimini kullanması, önemli bir üslup ve yaklaşım değişikliğini ortaya koyuyor.
Aslında Cumhurbaşkanı, bu sözcüğü Irak Anayasası’na atıfta bulunarak kullandı. Irak’ın yeni siyasal yapısı içinde, ülkenin kuzeyinde Kürdistan Bölgesel Yönetimi yer alıyor. Iraklılar bu bölgeden Kürdistan diye bahsediyorlar. Yabancı diplomatlar ve dünya basını da aynı terimi kullanıyor.
Kısacası, Kuzey Irak’a verilen Kürdistan adı, hem Irak’ta hem uluslararası camiada kabul gören bir tanım. Cumhurbaşkanı Gül’ün hatırlattığı gibi, Yunanistan bütün dünyanın tanıdığı Makedonya devleti için hâlâ “Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya” ibaresini kullanıyor; ama bu, mevcut olan bir gerçeği de değiştirmiyor.
Türkiye şimdiye kadar Irak’taki Kürt bölgesini ve yönetimini “Kuzey Irak” olarak tanımlamakta ısrar ediyordu. Tabii bunda Kürt liderliğinin özellikle PKK bağlamında Türkiye’ye karşı takındığı tavır önemli rol oynadı. Ayrıca bunda açıkçası, ülkemizde Kürt sözcüğünün kullanılmasına karşı gösterilen tepkinin de büyük payı oldu...
Şimdi Cumhurbaşkanı’nın ilk kez Kuzey Irak’tan Kürdistan diye bahsetmesi, gerek Ankara ile Kürt yönetimi arasındaki ilişkilerde, gerekse Türkiye’de Kürt sorununda kat edilen mesafeyi gözlerin önüne seriyor.
Liderlere mesaj
Gül’ün bu terimi, Kürt yönetimine kendi bölgesinde PKK terörünü önlemek “görevi”ni hatırlatarak kullanması anlamlıdır. Bununla verilen mesaj şudur: Irak içinde gerçekten özerk bir yönetim iseniz, sorumluluk ve yükümlülüklerinizi de yerine getirmek durumundasınız.
Kürt liderler bunu anlamış olacaklar ki, Kürt kökenli Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ve Kürdistan Bölgesi Başbakanı Neçirvan Barzani konuşmalarında, PKK’nın silahsızlandırılması ve tasfiye edilmesi gereğini vurguladılar.
Bu noktaya varılmış olması çok önemli. Şimdi artık Kürt liderlerle PKK’nın nasıl sonlandırılacağı görüşülüyor... Ve bunun sağlanması halinde, Türkiye ile sınırdaş Kürt bölgesi arasında ekonomi başta olmak üzere, çeşitli alanlarda ilişkilerin nasıl geliştirilebileceği konuşuluyor...
Açıkçası, Kuzey Irak’taki Kürt bölgesi, Türkiye’nin direkt komşusudur. Dolayısıyla aralarında eski uyuşmazlıkları ve güvensizlikleri gidermeleri ve dostane ilişkiler kurmaları iki tarafın da menfaatinedir.
Cumhurbaşkanı Gül’ün Bağdat ziyareti, böyle bir ortak görüşün oluşmakta olduğunu göstermiş bulunuyor.
Onlardan beklenen...
KUZEY Irak bölgesi için Kürdistan teriminin kullanılmasıyla eski tabulardan birinin daha yıkıldığını görüyoruz.
Türkiye artık bu tür sözcüklerin yarattığı kaygı veya alerjiyi aşabilecek duruma gelmiştir. Kuzey Irak için Kürdistan bölgesi demekten artık çekinmeyecek özgüvene sahip olmalıyız.
Hızla gelişen ve insan haklarına saygılı olan Türkiye’nin Güneydoğu bölgesi, sınırın öbür yanındaki komşulara örnek, hatta cazibe noktası olabilir.
Kaldı ki, Irak Anayasası, üniter devlet statüsünü korumakta, ama aynı zamanda federal yapısı içinde Kuzey bölgesine Kürdistan demektedir. Buna kendi adıyla hitap etmek doğaldır. Ancak Cumhurbaşkanı Gül’ün yaptığı gibi, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nden sorumlu ve iyi niyetli davranmasını istemek de bizim hakkımızdır.