Yorum Bu süreçte, bazı önemli tavır değişiklikleri kendini belli etmeye başladı. Gerek ABD, gerekse Irak merkezi hükümeti, artık Türkiye'nin sözle oyalanamayacağını, Kuzey Irak'a karşı bir askeri operasyonun önlenemeyeceğini anlamış görünüyorlar.Dün Babacan'ın Bağdat'ta yaptığı görüşmelerden somut bir sonuç çıktığı, Irak hükümetinin Kuzey Irak'taki PKK kamplarını kapatmayı ve teröristlerin faaliyetine izin vermemeyi kararlaştırdığı anlaşılıyor.Washington'dan dün gelen mesaj da ABD'nin "ortak askeri operasyon" görüşünü benimsediği yönündedir... Yani bir yıldan beri Ankara'nın talep ve beklentilerini karşılamayan Bush yönetimi nihayet fiilen harekete geçme taahhüdüne kendini bağlıyor. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın Kuzey Irak konusunda Başbakan Erdoğan'dan "birkaç gün müsaade" istemesinin hemen ardından başlayan "diplomatik süreç", baş döndürücü bir hızla ilerliyor. ABD'nin bu kadar uzun süre Türkiye'yi oyalamasından sonra şimdi nasıl olur da tavır değiştirdiği ve ortak eylem önermesinde bulunduğu, akıllara takılan bir soru...Son tezkerenin çıkmasından ve Ankara'nın askeri seçeneğe başvurmak konusundaki kararlılığını göstermesinden sonra, Washington işin ciddiyetini fark etmiş, bunun kendi çıkarlarına çok zarar vereceğini sezmiştir. Ayrıca ABD'nin Türkiye'yi Kuzey Irak'a karşı müdahalede tek başına bırakmanın, bölgede kendi nüfuzu ve rolü açısından, çok sakıncalı olacağını da düşünmüştür.Nedeni ne olursa, şimdi varılan noktada ABD'nin, Türkiye ile birlikte PKK'nın Kuzey Irak'taki varlığına son verilmesi için, gerekeni yapmak zorunluğunu duyması önemli. Washington şimdi Irak merkezi hükümetinin ve Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimin de aynı zorunluğu duyması ve ortak çabalara katılması için de, baskı araçlarını kullanıyor.Bu tavır değişikliği ve bütün bu çabalar, Türkiye'nin istediği sonuçları -hem de daha fazla beklemeden- verebilecek mi?Dün de belirttiğimiz gibi, Türkiye'nin istediği, Kuzey Irak'taki PKK kamplarının kapatılması, teröristlerin Irak'ta barınmalarına izin verilmemesi, PKK elebaşlarının yakalanıp Türk makamlarına teslim edilmesidir.Bunun sağlanması için Amerikalılar ve Iraklılar, ne gerekiyorsa (icabında askeri güç kullanarak) yapmaya hazır mıdırlar?Başbakan'ın da açıkladığı gibi, şimdi bazı ortak operasyonlardan söz ediliyor. Bu, Kuzey Irak'taki PKK hedeflerinin birlikte belirlenmesi, ortak istihbarat çalışmalarının yapılması, Türk ve Amerikan özel timlerinin harekete geçmesi demektir. Nasıl değişti? Böyle yakın bir işbirliği kurulursa ve bu ortak çabalar beklenen sonucu verirse, bu Türkiye'nin derhal tek yanlı bir askeri müdahalede bulunmasını zorunlu kılmayabilir.Türkiye açısından gerçekten arzulanan sonucu verecek bir ortak eylem, içte ve dışta pek çok diplomatik, ekonomik, askeri ve sosyal sıkıntılar yaratacak olan tek yanlı bir müdahaleye tercih edilir.Aslında ortak askeri harekât, teröre karşı uluslararası mücadele ve dayanışma ilkesinin de bir gereğidir. Bu gereği şimdiye kadar Afganistan dahil, birçok dış müdahalelerde gösteren Türkiye'nin, Kuzey Irak'taki tehdit karşısında dost ve müttefiklerinden aynı desteği görmeye hakkı vardır.Kaldı ki, PKK'ya karşı girişilecek eylemin uluslararası bir nitelik taşıması, mücadelenin hem meşruluğunu teyit edecek, hem de etkinliğini artıracaktır. skohen@milliyet.com.tr Türkiye'nin hakkı