Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

TV ekranlarına yansıyan görüntüler, yeni bir insanlık dramının alarm işaretini veriyor: İki ateş arasında kalan yüz binlerce kadın, erkek ve çocuk, evlerini terk edip kaçıyor... Nereye gideceklerini bilmeden aç ve susuz yollara düşüyorlar... Biraz şanslı olanlar, geçici olarak çadırlarda balık istifi gibi barınabiliyorlar. Diğerleri açıkta geceliyorlar...
Pakistan’ın kuzeybatısındaki Svat Vadisi’nde yaşayan insanların başına gelen bu büyük felaketi dünya şimdilik seyretmekle yetiniyor.
Oysa Svat Vadisi, doğal güzellikleri ve sakin yaşamıyla tanınan bir bölgeydi. Ta ki, Taliban buralarda güçlenip yönetimi silah zoruyla ele geçirinceye kadar...

Sinsi savaş
MİLİTANLAR bu bölgede faaliyette iken, Pakistan ordusu pek müdahale etmiyor, olanları adeta görmezden geliyordu. Bu yılın başlarında Taliban bölgeye hâkim olmaya başlayınca, Pakistan hükümeti militanlarla uzlaşma yolunu tercih etti: Buna göre, Taliban bölgede şeriat yasalarını uygulayacak, ancak militanlar ateşi kesecekti...
Ne var ki, anlaşmanın daha mürekkebi kurumadan, militanlar Svat Vadisi’nin kuzeyindeki ve güneyindeki iki bölgeyi (Dir ve Buner) hâkimiyeti altına almaya kalkıştı ve başkent İslamabad’a 100 kilometre mesafeye kadar yaklaştı...
İşte bunun üzerine Pakistan hükümeti Taliban’ın bu ilerleyişini durdurmak için orduyu harekete geçirmeye karar verdi. Aslında bu önemli bir karar: Pakistan ordusu ilk kez militanlara karşı kuzeybatı cephesinde geniş bir savaş açmayı göze almış oldu...
Açıkçası, daha önceki yönetim (yani asker kökenli Pervez Müşerref) bu cesareti gösterememişti.
Ancak bu yeni politikanın ne kadar başarılı olacağı belli değil. Militanlar şimdiye kadar sinsi gerilla savaşında başarılı oldular. Pakistan ordusu şimdi çok zor bir coğrafyada (kuzeybatı bölgesinde) asimetrik bir savaşa girmiş bulunuyor. Bu aslında şimdiye kadar düşman saydığı Hindistan’a karşı konvansiyonel savaş yöntemlerine ve donanımına göre hazırlanmış Pakistan silahlı kuvvetleri için, farklı bir savaş şekli...
Askeri gözlemciler bu savaşın kolay kazanılamayacağı, ama ordunun aynı kararlılığı sürdürmesi halinde Taliban’ın da artık ilerleyemeyeceği kanısındalar... Diğer bir deyişle, şimdi Pakistan’da devlet güçleri ile militanlar arasında açık bir şekilde ortaya çıkan savaşın uzun sürmesi ve çok kanlı geçmesi ihtimali büyük... 

Dehşet senaryosu
BU savaşın insanlık dramı bir yana, siyasal ve stratejik yanı halen bütün dünyayı yakından ilgilendiriyor; hatta açıkçası korkutuyor.
Bunun bir nedeni, Pakistan’ın bir iç savaşa sürüklenme tehlikesidir. Radikal görüşlerine rağmen, Taliban’a sempati duyanların sayısı küçümsenemez. Hatta poliste, orduda, bürokraside dahi yandaşları vardır.
Bu kavgada ideolojik (dini) faktörler kadar, etnik farklılıklar da rol oynayabilir ve örneğin kuzeybatı bölgesindeki ayrılıkçılığı körükleyebilir...
Pakistan’daki istikrarsızlık komşu Afganistan’ın geleceğini de etkileyebilir. (Bir nevi domino etkisi...)
Nihayet asıl korkulan senaryo, Pakistan’ın sahip olduğu nükleer silahların bir şekilde militanların Taliban veya El Kaide’nin eline düşmesidir. Bu gerçekten bir “dehşet senaryosu”dur ve herkesin Pakistan’ın barış ve istikrara kavuşması amacıyla büyük çaba göstermesi için en önemli sebeptir.