Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Böyle bir cesarete ve vizyona sahip olan yeryüzündeki az liderlerden biri de Pakistan Cumhurbaşkanı Pervez Müşerref'tir.Pakistan ne yazık ki son yıllarda, iç ve dış etkenler yüzünden radikal İslam hareketlerinin, bağnazlığın ve terörizmin bir sahnesi olmuştur.Bundan dört buçuk yıl önce ülkedeki bozuk düzeni düzeltmek amacı ile askeri bir komplo sonunda iktidara getirilen General Müşerref, Pakistan tarihinin bu kritik döneminde, siyasi istikrarı ve huzuru sağlamak için büyük çaba harcıyor. Kendisinin bir ay içinde iki kez suikast girişimine hedef olması, işinin ne kadar zor olduğunu göstermeye yetiyor.Ancak Pervez Müşerref'in halen işbaşında bulunması, Pakistan için bir şans. Bunun önemli bir nedeni de, 60 yaşındaki Müşerref'in, ülkesini çağdaşlaştırmayı amaçlayan bir vizyona ve karanlık güçlere karşı mücadele etme cesaretine sahip olmasıdır...***PAKİSTAN lideri bu vizyonunu, son zamanlarda geliştirmeye çalıştığı bir "strateji" olarak, "aydınlatılmış ılımlılık" adı altında sunuyor.İlk bakışta oldukça soyut bir kavram. Ama içeriği somut bir program niteliğinde.Cumhurbaşkanı Müşerref, Ankara ziyaretinde bu stratejisini Türk yetkililerle etraflıca görüşmek fırsatını buldu. Önceki akşam da, İstanbul'da bu konudaki görüşlerini, bir grup yazarla paylaştı."Aydınlatılmış ılımlılık" stratejisinin özü şu: Müslüman dünyasının köklü değişime ve reformlara ihtiyacı var. Bunun gerçekleşmesi için de, Müslüman topluluklarda, fanatizmin ve şiddetin yerine, ılımlılığın ve akılcılığın hakim olması gerekiyor.Bu nasıl olacak? Müşerref Pakistan'da üç kanaldan bir "aydınlatma" kampanyası planlıyor: Birincisi, yerel yönetimlerle, ikincisi güvenlik güçleri ile, üçüncüsü de medya ile... Bu sayede, kendi deyişi ile, dinsel aşırılığa karşı bir cephe oluşacak ve aslında çoğunluğun benimsediği ılımlılık egemen olacak.***MÜŞERREF'e sordum: "Geçen hafta bu konuda Pakistan meclisinde yaptığınız konuşmayı yuhalayanlar, buna sert tepki gösterenler oldu. Bunun anlamı nedir ve böyle bir engeli nasıl aşacaksınız?"Pakistan liderine göre bu gürültüyü koparanlar azınlıktadır. "Protesto edenler beni doğru dürüst dinlemediler bile" diyen Müşerref, çoğunluğun kendisi gibi düşündüğünü, aşırılığa karşı mücadeleden yana olduğunu düşünüyor. Meclisteki konuşmasında halkı aşırılığa ve şiddete karşı "cihat" ilan etmeye çağırması da, bu yönde attığı cesur bir adımdır...Cumhurbaşkanı Müşerref, bu mücadelesinde Türkiye'ye de güveniyor. "İslam dünyasını aydınlatma ve çağdaşlaştırma konusunda Pakistan ve Türkiye önemli bir rol oynayabilir" diyor. "Bunu Ankara'da konuştuk. Birlikte İslam Konferansı Örgütü'nde bu yönde çalışacağız."İşte iki ülke arasında açılmakta olan yeni bir işbirliği alanı... Bu, Müşerref'in Türkiye ziyaretinin belki de en verimli sonuçlarından biri... skohen@milliyet.com.tr Fanatizmin, aşırılığın ve şiddetin yaygın olduğu karanlık bir ortamda, fikir aydınlığını, hoşgörüyü ve ılımlılığı savunmak, herhangi bir lider için büyük bir cesaret işidir.