Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Abdullah Gülün şu sırada gerçekleştirdiği gezi, Türk dış politikasındaki bir eksiği gidermesi açısından önemli bir gelişmedir.Böyle bir ziyaret için neden bu kadar "ara" verildiğini, geçmiş hükümetlerin niçin buna ihtiyaç - veya imkan - görmediklerini anlamak güç doğrusu.Oysa ki, son zamanlarda Türk - Rus ilişkilerinde hissedilir bir gelişme var: İkili ticaret bir hayli ilerledi, yeni ekonomik işbirliği bağları kuruldu, turizm adeta patladı, çeşitli alanlarda anlaşmalar da imzalandı...Buna rağmen, ilişkiler özellikle siyasal ve stratejik alanda, beklenen düzeye ulaşamadı, karşılıklı anlayış ve güven havası tam kurulamadı...***ANKARAdaki Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM)nin Rusya uzmanı Sinan Oğanın deyişi ile, Türkiye ile Rusya arasında hala "birbirini anlama sorunu" var.Rus basınına bakıldığında, bu anlayış eksikliği daha iyi fark ediliyor. Rus medyasında - özellikle Çeçenistandaki olaylar nedeni ile - Türkiyeye karşı yürütülen kampanya karşısında Türkiyenin kendisini doğru dürüst anlattığı söylenemez.Sinan Oğanın belirttiği gibi, Türkiye, Rus aydınlarına, medyasına ve kamuoyuna sesini duyurmuyor. Örneğin Dışişleri Bakanının ziyareti, Moskovadaki düşünce kuruluşlarında, sivil toplum kurumlarında, etkin medya çevrelerinde konferanslar vermesi için bir fırsat sayılmalı idi... ABD ve Avrupa ziyaretlerinde yapıldığı gibi...***ASLINDA Türk - Rus ilişkilerinin geliştirilmesi için gereken koşullar ve altyapı mevcut.Her ne kadar iki ülkenin dış politika hedeflerinde öncelikler farklı ise de, ikisinin daha sıkı stratejik ilişkiler kurmakta önemli çıkarları var.Evet, Türkiye için olduğu gibi, Rusya için de, dış politikadaki öncelikler ABD ve Avrupa ile ilişkilerdir. Bunun dışında Rusyanın Asya ve kendi "arka bahçesi" ile özel bir ilgisi var. Türkiyenin yakın komşuları ile olduğu gibi...Ancak Türk diplomasisinde, Rusyanın "dengeleyici bir unsur" olarak özel bir yeri olması gerekir. Nitekim Ankarada yetkililer son zamanlarda "dış politikadaki Rusya boyutu"nun önemini vurguluyorlar.***ANCAK Türk - Rus ilişkilerinin de "sorunsuz" olmadığı, hatta gelişmesini frenleyen ciddi bazı engellerin bulunduğu da bir gerçek. Bunların başında da Çeçenistan meselesi geliyor.Rusya açısından bu mesele Türk - Rus ilişkilerini gölgeleyen başlıca konu. Türkiye "terörle mücadele" ile ilgili resmi politikası çerçevesinde, Rusyanın bu konudaki kaygılarını gidermeye çalışıyor. Ama pratikte Moskova, Türkiyeden gelen bazı eylemcilerin Çeçenistandaki faaliyetlerini ortaya koyuyor ve Ankaranın yeterince önlem almadığından şikayet ediyor.İşte bu alanda Türkiyenin yaptıkları ile Rusyanın bekledikleri arasında ortak bir anlayış sağlamak gerekiyor. Bu anlayış ve güveni yaratmanın yolu da diyalogdur. Gülün ziyareti işte bu yolu açıyor... skohen@milliyet.com.tr BİR Türk Dışişleri Bakanının Moskovayı 8 yıldan beri ilk kez ziyaret etmesi, iki komşu ülke arasındaki temasların yeteri kadar sık - ve sıkı - olmadığını gösteriyor.